E-Dergi

Ahmet ÜMİT'i BAB-I ESRAR eseriyle tanıdım... ve çok beğendim... bu kitabı okuduğum da işte yine bir AHMET ÜMİT klasiği dedim içimden... son derece akıcı bir üslup... hayatın içinden karakterler ve olay örgüsü... bıçkın ali komiser için yapılmış gülümseten sıfatlar ve benzetmeler... ve hiç beklenmedik bir son... kısaca İSTANBUL HATIRASI... okurken yaşadığım şehre değil belki ama şehrin tarihine olan ilgimin sadece istanbul un fethiyle kısıtlı olmasından utandım... bütün istanbulluların mutlaka okuması gereken kitabı herkese tavsiye ederim...

size tavsiyem Beyazıt AKMAN'ın DÜNYANIN İLK GÜNÜ adlı kitabından sonra okumanız... iki kitap bence birbirini tamamlıyor... birinde fethi bütün ayrıntılarına kadar öğreniyorsunuz... diğerinde bu fethi eleştiren yada yapılan eleştirilere tarihin kaynaklarıyla cevap veren Mustafa ARMAĞAN çıkıyor karşınıza... mantıklı açıklamalarıyla ve tarihin kaynaklarıyla fetih konusundan günümüze kalan tutarsızlıklar bir bir ortaya dökülüp günışığına çıkarılıyor... herkese tavsiye ederim...

bu kitabı üniversite 1.sınıf türk dili dersinde hocanın belirlediği okunması gereken 10 kitap listesinde gördüm ilk defa... piyasa da yok bulmanız imkansız... kitapyurdu sitesiyle tanışmama vesile olan da bu kitaptır zaten... ya okuycaktım ya da o dersi alttan almaya göz yumucaktım... aldım ama zorla okudum diyebilirim... akıcı bir kitap değil... tasvirlerle olayları boğmuş yazar... kitabı okuyan herkes sanki kazakların geleneğine göreneğine yaşam tarzına son derece hakimmiş gibi hiçbir açıklama yapılmıyor olaylar hakkında... okuduğum kadarıyla ilgimi çeken tek şey kazakların "gidiyorum" kelimesi yerine kesinlik bildirmek için "gittim" kelimesi kullanmaları... şimdiki zaman eki kültürlerinde yok... tavsiye edebileceğim kitapların arasında değil malesef...

15. yüzyılda 19 yaşındaki genç sultan dünyanın kaderini değiştirdi...
Beyazıt AKMAN'da tarih kitaplarını sevmeyenlerin kaderini değiştiricek desem abartmış olmam heralde... 630 sayfa kitap 3 günde biter mi? ben bitirdim hem de kitabın sayfalarını çevirdikçe içten içe artan bitmesin kaygısıyla... film tadında bir romandı ve film yapılmaya da çok müsait... inşallah birileri bunu akıl eder... itiraf etmeliyim bu kitabı okuduktan sonra tarihi romanlara ilgim arttı özellikle de istanbulla ve fethiyle ilgili romanlara... bu kitabı okuduktan sonra size tavs,yem Mustafa ARMAĞAN'ın FATİH'İN RÜYASI adlı kitabını da okumanız... bu iki kitap birbirini öyle bir tamamlamış ki... yazarları bunun farkında mı çok merak ediyorum ama kitap da mükemmel olmuş... tavsiye ederim...

reklamlarından etkilenerek aldım kitabı... ama hiç pişman değildim... acısıyla tatlısıyla güzel bir aşk hikayesiydi... 20 yılda seçilen tek bir gün... arada kopukluk olmadan sürükleyici bir anlatıma sahip... hatta tebessüm ederekn okuduğum bazı sayfaları bile var... en çok etkileyen yönü ise hikayenin nasıl başladığına son bölümde yer vermesi... kitabı bitirip kapağını kapattığınızda hikaye film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçiyor... etkilenmemek elde değil... klişe olucak ama kendinizden bir şeyler bulamamanız imkansız... tavsiye ederim...