E-Dergi

Kitabın kapağına, ismine ve internet ortamında her yerde karşıma çıkışına kandığım doğrudur. Beynimi zorlayıp, irdeleye irdeleye okumaya hazırken kendimi sayfaları atlarken buldum. ve sonuç: gereğinden fazla abartılmış cinsellikten başka birşey bulamadım. Sürekli karşıma çıkan o alıntılara ise neredeyse rastlamadım. Tabi atladığım sayfa aralarına sıkıştırılmadılarsa.. "Çi" ise "Fi" ye göre daha okunası. Onu okurken daha çok zevk aldım. Onu görünce keşke "Fi" de daha ince bir kitap olsaydı diyorum..

Bir kitap hiçbir şey anlatmadığı halde çok şey anlatır mı? İşte bu kitap anlatıyor. Basit cümleler, neredeyse dönemi itibariyle sıradan hayatlar ama kocaman bir aşk betimlemesi. Okurken sizde bu aşkın zaman-mekan üstülüğünü öyle kanıksıyorsunuz ki "sonu keşke şöyle olsaydı" bile demiyorsunuz.

Böğürtlen Kışı ile başlayan Sarah Jio serüvenimin (şimdilik) son kitabı.. Son ikisinin kargoda gelmesini bekliyorum. Diğerlerini okudum hepsi güzeldi. Ama nedendir bilmiyorum ben nerede bir Sarah Jio izi görsem hep BoraBora adasında o hayalimdeki kumsalda buluyorum kendimi.Hikayenin tüm acıklı yönüne rağmen ben sadece huzuru çekiyorum içime.

Klasik bir hikaye bence ama kitabı elinize alınca bırakamıyorsunuz. Yine de yorumlarda bahsedildiği gibi son sayfaları ağlaya ağlaya okunacak kadar duygusal gelmedi bana. Olay duygusal ama anlatım çok da o duyguyu vermiyor

Kitabı kapak tasarımından dolayı kardeşimin kitaplığından alıp incelemeye başladım. Kendime geldiğimde kitabın son sayfasındaydım. Hikaye anlatım tarzı sizi içine alıyor. Ve kitabı bitirdiğinizde hala hikayenin içindeyken yakalıyorsunuz kendinizi. Yeni bir anne olarak okuduğum için mi bilmiyorum ama uzun zamandır en beğendiğim kitap oldu