peyami safa nın şaheseri, üzerine başka hiç bir edebi kitap tanımam, ilk defa lise dönemlerimde okuduğum halde, tekrar tekrar kaç defa okuduğumu hatırlamadığım nadide güzellik... kitabın içersinde muazzam ruh tahlilleri ve etkileyici bir kurgusu var, bir cümleyi okuyorsunuz vuruluyorsunuz, sonrasında başka bir cümle sizi kendinizden alıyor, hangi cümlenin altını çizeceğini şaşırıyorsunuz.
"ben yalan arayan zekânın gözlere verdiği ağır hareketi bilirim. çok az yanılmışımdır. bakış evvelâ sağa ve sola doğru kayar. arama başlamıştır. sonra gözbebeği yukarıya doğru bir kavis çizip aksi istikamete iner. sonra da tam karşı tarafa bakar. donuktur. bulamamıştır. iki üç defa kırpılır. korku çırpınışı. yalan aradığının sezilmesi ve aranan yalanın bulunmaması korkusu. nihayet bütün yüzde, gergin çizgileri gevşeten bir kurtuluş hareketi. yalan bulunmuştur. gizlenen sevinç, dudakların ucunda belli belirsiz bir gülümseyiştir. "
bu cümledeki gözlem yeteneğine şapka çıkarırken,
"ya sekiz ay evvel yalan söylemişti: his birliği aldanışı vermek için. ya dün yalan söylemişti: his kopuşu azabı vermek için. yahut da hakikaten değişmişti. birinci ve ikinci ihtimal: fettanlık. üçüncü ihtimal: isyan. dördüncü bir ihtimal yok. hepsi fena. bütün aşk, önünde beni aptallaştıran bir seraba dönüyor. "
bu cümlesi ile tarumar oluyor, yazara şapka çıkarıyorsunuz, kesinlikle herkesin muhakkak okumasını şiddetle tavsiye edebileceğim bir kitap, ötesi yok.