E-Dergi

Evet biliyoruz ki hiçbir kimsenin O'nu (s.a.v.) methedecek gücü, tenkit edecek iktidarı yoktur. Fakat bu acizliğimize rağmen insanlardan bazı sözler tezahür edecek olsa: derin bir Peygamber sevgisi, yoğun bir şiir kabiliyeti ve samimi bir üslübun Süleyman Çelebi'deki gibi bir araya gelmesi nadide bir örnek oluştururdu. Bu yüzdendir ki bu kitaptaki şiirler senelerdir mevlitlerde, kandillerde, özel günlerde makam ve usul ile okunuyor. Bana kalırsa muhakkak okunmalı.

Sade kelimelerle ve basit kafiyelerle insan olmanın acılarını veya bazen memleket sevgisini duyumsamaya yakın bir üslup, bir hissiyat, bir deneyim veriyor. Fakat bazı yerlerde karamsarlık ve belki de buna bağlı duyarsızlık görünebiliyor şiirinde. Zaten kitabın başındaki başarılı bulduğum önsöz mahiyetindeki değerlendirmelerde de buna değinilmiş.

Başlangıçta bahsettiği konulardan misal olarak neden-sonuç ilişkilerinin önemine değinme biçimi ve ufuk açıcı yaklaşım tarzı hoşuma gitmişti. Fakat gittikçe matematikselleşen dil, bazı mantık bilgilerini fazlaca uzatarak vermesi ve tekrarların başlaması kitabı sıkıcı hale getirdi. Yine de okumaya değer bir kitap.

Kitapta Ahmet Yüksel Özemre'nin çocukluğunu, gençliğini, büyüklüğünü parça parça hatıralarla görüp kendisini tanırken yurdumuzun, İstanbul'un, Üsküdar'ın bir zamanlardaki o latif, ince, huzurlu rüzgarının estiğini hissedebilirsiniz.

Mısri Hazretleri'ne dair genel kültürlük medrese bilgileriyle beraber bazı şiirlere erişebileceğimiz kaynak bir eser olmuş.