Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

haznac Tarafından Yapılan Yorumlar

10.08.2008

Yazarın önermelerinin, sadece, evlilik bağıyla bağlı insanlar için geçerliliği olabileceğini düşünüyorum. Zira kağıda imza atmamış insanlar aşk bittiğinde yapıcı olmak yerine kesinlikle yenisini arama eğilimindedirler. Bu yüzden, çözümlemelerin kısıtlı bir kitleye tekabül ettiğini düşünüyorum. Ki o kitlede olup ta -yani evli olup ta- cümle alemce "duygusal" olarak bilinen birşeyin mantıkla kotarılmasından rahatsız olabilecek bir sürü insan olduğuna eminim.

Ha yazara katılıyor muyum diye sorarsanız; özellikle, aşk ve sevgi tanımlamalarında birebir katılıyorum. Çözümlemelerin de işe yarayacağı kanısındayım; o düzeydeki iki insanın mevcut olması kaydıyla.
26.03.2007

Kitabın yazarını Kanal B'de bir programda izlemiştim. Sürekli bilimsellikten dem vurmasından dolayı kitabın da bilimsel bir yaklaşımla yazıldığını düşünmüştüm. Fakat okuyunca kitabın, bilimsel nitelikten çok, birşeyleri kabul ettirme isteğinin daha ağır bastığı, bu yüzden de propagandavari ve amatör bir havanın hakim olduğu bir eser olduğunu gördüm. Özellikle ilk 50 ya da 60 sayfada sürekli aynı şeylerin tekrar edilmesi, bilimsel beklentiler içinde olan biri için, gerçekten irite edici olmuş.

Kişinin kendi kabulü temelinde etnikliğin geçerli olduğunu, yani ''kendini ne olarak görüyorsan o etnisitedesindir''in geçerli olduğunu savunuyor. Bir ülkenin etnik mozaik olabilmesi için kişinin kendi kabulü bazındaki etnikliğin %35'in üzerinde olması gerektiği fakat ülkemizde bunun %13'lerde kaldığını tespit ediyor. Bu bağlamda Türkiye'nin etnik bir mozaik olmadığını söylüyor. Etniklik konusunun, dış güçlerin sürekli kışkırtmasıyla gündemde tutulduğunu -ki bu konuda tabii ki haklı- fakat bu konuda zaten bilimsel yönden, çarpıtılmadan bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti devletini endişeye düşürecek bir durumun söz konusu olmadığını, bu yüzden de bu konudan kaçılmayarak, bilimsel bir yaklaşımla bütün gerçeklerin ortaya konmasının bir devlet politikası olması gerektiğinden bahsediyor.

Kitap her ne kadar çok da başarılı bir üslupla yazılmamış olursa olsun, etnikliğin tespitinde belirlenen yöntem ana dil bile olsa, temel aldığı savı, yani ülkeyi bölmeyi gerektirecek çapta bir etnik çeşitlilik ve çoğunluktan söz edilemeyeceğini kanıtladığı görüşündeyim.

Sonuç olarak, emperyalist planlar doğrultusunda, farklı etnik kökenlerdeki Türk vatandaşlarımızın yüzyılı aşan bir zamandır 'kaşındığını' yerine koymalıyız. Bence birleşilmesi ve üzerinde durulması gereken konu: Ne kadar farklı olduğumuzun değil, bu ülke içinde nasıl beraber birşeyler yapabileceğimizin tartışılmasıdır. Devletin de, farklılaşma peşindeki ülke insanlarının da ayrı ayrı çuvaldızı kendilerine batırmaları, sonra da bütünleşip elimizdekini yitirmeden nasıl yüzyıllardır beraber ilerlediysek şimdi de aynı beraberliği sağlayıp ilerlememiz gerekmektedir diye düşünüyorum...
25.03.2007

'Sol' bakış açısıyla yazılmış bir kitap. Kitabın bazı yerlerinde, bu toplumun iç dinamiklerinin, duyarlılıklarının fazla dikkate alınmadığını, üstünkörü bir yaklaşımla herşeyin siyahla beyaz kadar sert bir sınıflandırmaya uğradığını düşünüyorum. Kitabın yazıldığı dönemdeki kamplaşmaları da göz önünde bulundurunca bunu çok da garipsememek gerekir belki de.

Günümüzde, dünya konjonktürünün itmesiyle solun ulusallaşmasının bu tarz köşeli yaklaşımları etkisiz, geçersiz kıldığı söylenebilir.