E-Dergi

Coelho'dan beklenen sürükleyicilik, bir solukta okundu. Tüm kitaplarını okuduğum için diyebilirim ki ilk 5'te değil benim için. Belki de yaşamını anlattığı Mata Hari ilgimi çekmemiştir. Yine de yazım tarzı, betimlemesi ve dilimize çevirisi her zaman ki gibi harika...

Ve masal tamamlandı. Seriyi okurken bitmesini istemedim.
Heyecanlı, sürükleyici, masalsı, fantastik... Vampir, kurt adam hikayelerini sevenler için yeni türler; başmelekler, kovulmuş melekler ve nefiller...

Yalom'un o güzel akıcı ve yalın dili ile hem kendini açtığı, hem bizi terapötik süreçlerin içerisine aldığı, hem kendimize dışarıdan bakmamıza destek olduğu,
ayrıca yaşamadıklarımızı yaşayan insanlarla empati kurabilme becerimizi desteklediği bir eser. Diğer kitapları kadar etkiledi beni.

Mevlana'yı ve Şems-i Tebrizi'yi hiç böyle farklı bir açıdan okumamıştım. Kimya Hatun'un dilinden yazılmış olması o dönemi, Mevlana'yı, Şems'i, aşkı ve bir genç kızın duygularını en güzel şekilde yaşatıyor insana... Ayrıca KimyaHatun'un dili çok akıcı ve öyle çok güzel cümle oldu ki bir kenara not aldığım... Bu aralar en çok tavsiye ettiğim kitap oldu.
“Aramızdaki şey bir mumdan yükselen ışık gibiydi. “Hem gerçekti, hem yalan! Lakin daha sonra mutluluğun mumda değil de onun yükselen ışıklarında olduğunu anladım. Görebildiğin kadarıyla yetinmen gereken bir şeydi. Mumun ışığını tutmaya çalışacak olursan mum sönecek, ışık gidecek ve elin yanacaktı !” Varlık âlemindeki mutluluk mahiyetten daha fazla hissedilen ve hayalden daha çok aynileşen bir olguydu, benim ruhum ise bu ikisi arasında gidip gelen bir berzahı yaşıyordu. (Saide KUDS – Kimya Hatun’dan)”