Toplam yorum: 3.078.622
Bu ayki yorum: 5.500

E-Dergi

Hakan Ataman Tarafından Yapılan Yorumlar

28.05.2009

İlahiyatçı yazar Ali Osman Ateş
Oryantalistler-müşteşrikler yani batılı Doğubilimcilerin islamiyetle özelliklede

hz.muhammedle ilgii islami kaynaklardan elde ettikleri bilgilerle yaptıkları yorum ve

eleştirilerin bir kısmını(çünkü oryantalistlerin kitapta olmuyan başka iddialarıda var) seçip

bunlara (uzunca )cevaplar bulmaya çalışmış.yazar bu iddiaları temelsiz ve kasıtlı olarak

niteliyor,kitaba önsöz yazan mustafa ateş ise dahada ileri gidip batılı düşmanların iftiraları

olarak klasik sömürgeci emperyalist haçlı saldırıları şeklinde doğu-batı,kafir-müslüman

çatışmasının bir ürünü görüyor.bu durumda doğal olarak kitap iddiaları çürütme ve savunma

amaçlı yani taraf;dolayısıyla objektifliği,bilimselliği tartışılır.
çünkü herhangi bir konuda bir yorum veya eleştiri ortaya koyan karşı bir fikrin asılsız

isnad,iddia dahada ötesinde iftira olması,temelsiz olması için islami kaynaklarda hiç

bulunmaması yada iddialara delil teşkil etmicek aksi tarzda olması gerekir yani

oryantalistler ya olmuyanı uydurmuş yada olanı tersyüz etmiş olmalılarki iftira olsun.ama

kitapta görüyoruzki bunlar islami kaynaklarda var yani uydurulmamış,ters yüzde

edilmemiş,belki sadece çarpıtmış,işlerine gelenleri delil göstermiş diğerlerini görmezden

gelmiş ve art niyetle yorumlamışlar diyebiliriz.ama şuda bir gerçek ki özgür düşünen

inancın korkularından sıyrılabilen objektif bir doğulu müslümanda aynı yorum ve eleştirileri

yapabilir,çünkü kaynaklar buna müsait kitaptan anlaşılan o.

Burda sorun müslümanların yazdığı yani islami kaynaklarda bunların yeralması ve bunlar

gerçekmi,sağlammı yoksa değilmi,değilse neden müslümanlar bunları eserlerine

almışlar,bu bilgileri ileten yani hadis rivayet edenler sahabe ve tabiun onlarda art

niyetli,kasıtlımıydı,peygambere islama iftiramı attılar,yoksa dedikoducumuydular yalan

yanlış şeyler konuştular,her duyduklarını dile doladılar asıl sorun bu.

Bir başka konu ise evet batılı oryantalistler art niyetli olabilir ama aynı batılılar kendi dinleri

hristiyanlıkla ilgilide benzer iddiaları,eleştirileri içeren eserler yazmışlar ve bunlar

müslüman ilahiyatçıların hristiyanlıkla ilgili eleştirilerine kaynaklık etmiştir,bunlardan

alıntılarla hristiyanlık aleyhinde kitaplar,makaleler,tezler yazılmıştır.demek istiyorumki şu

melun batılılar olmasa birçok şey öğrenilmiyecek,bilinmiyecek,sorgulanmıyacaktı ne

dersiniz..

Yazarın verdiği cevaplara gelince genellikle bu iddialara kaynaklık eden hadisler ve

hadisçileri eleştirerek bunların sahih(güvenilir) olmadığı,rivayet edenlerin güvenilmez

(yalancı,yaşlı,bunak vb.) olduğu yada bu hadisler sahih olsada aynı konuda başka daha

güvenilir hadisler olduğu bunları ortaya koyarak bir çeşit eleştirel hadis yorumculuğu

yaparak akademisyen olmıyanları bıktırıcak tarzda uzun uzadıya ele alarak cevaplamaya

çalışıyor.
Diğer cevapların bazısı islam sonrası oluşmuş efsanevi söylenceler,peygamberin doğumu

öncesinden başlayıp,çocukluğu,gençliği vd. devam eden islami efsaneler diyebileceğimiz

peygambere,soyuna,ailesine,yakın çevresine efsanevi bir kutsiyet kazandıran hayali,çok

abartılı övücü,yüceltici islami hikayeler türünden siyerlerle cevap veriyor.
Bazısında siyasi,sosyal,iktisadi,insani sebepler ortaya koymaya çalışarak açıklıyor,makul

gösterek cevaplıyor.
Bazılarını bilinmesi imkansız olduğu dolayısıyla uydurma olduğuyla.
Bazılarını eski peygamberlerden örneklerle cevaplamaya çalışıyor.
cevapların bazısında ise aklı başında okuyucuya komik gelebilecek örn.büyü ve rukye

konusunda bilimsel açıklama getirmeye çalışıyor ki bence saçmalıyor.
Tüm bu cevaplar içinde ciddiye alınıcak olanlar hadislerin sağlam olmayanlarıyla ilgili

olanlar,diğer cevaplar oryantalistleri haklı çıkaracak türden diye düşünüyorum..

Kitapta islamla ilgili bence en önemli iddia-cevap faslı: islamın temel inanç ve ibadetlerinin

cahiliye örf,adetleri,yahudilik,hristiyanlık ve sabiilikten alındığı,bunların islam öncesi var

olduğu ve hz.muhammedin bunları islama adapte ettiği,islamın bunların karması olduğu

konusu ve bunlara verilen cevaplar da ise bu inanç ve ibadetlerin

hz.ademden,hz.ibrahimden beri var olan hak dinin uzantıları,kalıntıları olduğu zamanla asli

vasıflarını kaybedip bu dejenere dinlerin ortaya çıktığı, islamla bunların asli vasfına

kavuştuğu anlamında cevaplar,yani bunlar batıl yada tahrif olmuş dinlerin değil kadim hak

dinden geriye kalanlar olduğu şeklinde.
aynı çerçevede hz.ibrahim dini HANİFLER yani İBRAHİMCİ(TEVHİDÇİ)SABİİLİK ve

hzmuhammedin bunlarla çağdaş olması hatta onunda önce hanif olması,haniflerin

İBRAHİM DİNİNİ DİRİLTME çabaları konusu.İşte bu konu aslında işin esası yani

oryantalistler yada ateistlerin birçok iddia ve inkarları sonuçta İSLAMIN KÖKENİ,KURANIN

KAYNAĞI konusuna gelip dayanıyor.arayış içindeki bir dinsel topluluktan çok ezoterik

gizemli bir cemiyete benzeyen HANİFLER konusu aydınlatılsa dahası binlerce yıldır

varlığını sürdüren EZOTERİK Cemiyetler konusu aydınlatılsa bütün dinlerin asıl kaynağıda

aydınlanmış olucak diye düşünüyorum.yani farklı dini inanç sahiplerinin birbirini yada

ateistlerin dinleri inkarının kimseyi gerçeğe götüreceğini sanmıyorum..çünkü oryantalistlere

göre kuran vahiy kaynaklı değil,hz.muhammedde yalancı peygamber;ateistlere göre vahiy

ve Tanrının elçiliği yok.

sonuçta kitap iddialara verilen cevapların ötesinde konuyla ilgili epeyce litüretür içeren derli

toplu bilgilendirici,faydalı bir çalışma ama daha çok akademisyenlere yönelik,konuyla

ilgilenenlerin kütüphanelerinde mutlaka bulunması gerekir tavsiye ederim..





28.05.2009

Kuran ve Din yada İslamiyet Gerçeği serisi Turan Dursunun deyimiyle can çekişen tabu-

ya ölümcül darbeyi indiren çok müthiş bir çalışma.

Dinler ve kutsal kitaplar konusunu merak edip, inandığımız bu şeyler nedir? bir araştırıyım

deyipte bir kuran meali alıp okuyanlar önce bir şaşkınlık,sonra hayal kırıklığı yaşar ve

şüpheye düşerler. kuran bumu,dua diye okuduğumuz şeyler bunlarmı,herşeyi yaratan

herşeyi bilen herşeye gücü yeten Allahın sözleri bunlarmı diye kafaları

karışır,kabullenemez,şüpheye düşerler.
ama dini alışkanlıklar,toplumsal dini yaşam ve baskılar,aklı başında okumuş yazmış

topluma malomuş şahsiyetlerin dini kabulleri,övgüleri ve bir yığın kuran propagandası

karşısında kişi durur geri adım atar,yok yok herhalde ben yanılıyorum

bilemediğim,anlıyamadığım,aklımın almadığı şeyler var deyip kendi akıl ve mantığını dışlar

,genel kabullere katılır ama bir yandanda şüpheler içini kemirir.bir taraftan bunlar o yüce

Tanrıya yakışmaz onun sözleri olamaz derken öte taraftan ya doğruysa ya varsa ya

gerçekse diyerek ikilemde kalır.
İşte bu kitap o ikilemlere son verebilecek çok güçlü bir araştırma ve inceleme,tabi bireyin

aklı,vicdanı,iradesi kaba taassupla prangalanmamışsa..kafalardaki Din ve Kuran problemi

çözümlenmiş olur.

Kitapla ilgili eleştiri konusu sadece şu olabilir yazarın tek yanılgısı diyebileceğimiz kuranın

hz.muhammedin eseri olduğuyla ilgili fikirleri oysa islamın ortaya çıkışı,kuranın oluşumuyla

ilgili çok başka faktörler ve aktörler bulunduğudur,bu konu ayrıca araştırılması gereken bir

konudur,yazarın bu konulara uzak materyalist düşünce dünyası olayı çok basite indirgeyip

kuranı hz.muhammedin eseri yapıyor,oysa hem içerik hemde dil ve uslup olarak kuran

hz.muhammedi aşar,o ayrı bir hazırlık ve sunum aşamasıdır.

Dinler konusunda Teolojik ve Materyalist yaklaşımın dışında her din tasavvuftan doğar

manasına gelebilecek birde EZOTERİK yaklaşım vardır.işte bu konu yani kuranın

kaynağı,islamın kökeni konusu ezoterik dinler tarihi yaklaşımıyla çözülebilir,binlerce yıldır

varlığını sürdüren ezoterik örgütler konusu dinlerin arka planıdır.İslam özelinde bu konu

HANİFLERE dayanır.
İslam alimlerine,ilahiyatçılarına göre hanifler hak dinin müjdecisi,islamın habercisi,hak dinin

ve peygamberinin gelişini önceden sezmiş,feraset sahibi-kalp gözü açık muvahhidler ve

yahut (siyere göre tevrat ve incilde işaret edilen) yahudi ve hristiyanlardan işittikleri yeni bir

hak dinin,son peygamberin geleceği haberiyle bekletiye girmiş ibadet ve tefekkürle meşgul

sufilerdir.
Ama konuyu biraz dikkatlice araştırıp bazı ipuçlarını uyanık bir zihinle değerlendirince

hanifler beklenti içindeki pasif dervişane bir topluluktan çok,
aktif yarı gizli bir EZOTERİK CEMİYETE benzemektedirler.
hanifler islamdan çok önce putperet müşriklikten yüz çevirmiş,arayış içinde

yahudilik,hristiyanlık,mecusiliğe girip bu dinlerle de tatmin olmamış,bu dinleri

araştırmış,kutsal kitaplarına vakıf olmuş mekkeli okur yazar önemli şahsiyetlerdir,örneğin

hz.mhammedin karısı haticenin amcası varaka bin nevfel,dönemin etkin hatiplerinden kuss

bin saide, en önemliside Ebdeleni’l-Lâhu bi’ş-Şi’ri’l-Kur’âne:
Yüce Allah şiir(imi) Kur’ân’la değiştirdi diyerek(düz yazı kuran metinlerini edebi şiirsel

metne dönüştüren)gizli adresi göteren ve ilginçtir en uzun yaşıyan(hz.muhammedden çok

sonra Hz. Osman’ın halifeliğinin sonlarına doğru hicri 35, 38 (m.665-669) yıllarında ölen) 7

askı(Muallakat'ul Seb'a) şairlerinden Lebîd b. Rabî‘a vd. meşhur 7 askı şairleri gibi.
bunlar ataları hz.ibrahim ve hz.ismailin dinini,yani tarihte varolduğunu düşündükleri

arapların kadim dinini diriltmeye çalışan hz.ibrahimin dininin izlerini,kalıntılarını bulma

amacıyla arabistanın değişik yerlerinde şam,hire,yemen ve benzeri dini merkezlere

araştırma gezileri yapmış bir hayli dini bilgi ve hz.ibrahimle ilgili bulduklarıyla geri

dönmüş,hira dağındaki (ibadet ve tefekkür için biraraya geldikleri söylenen)mağaralardaki

toplantılarına devam etmiş mekkelilerce hanif yada sabiiler(ibrahimci-tevhidçi)olarak

kendilerinden bahsedilen gizemli bir topluluktur,hz.muhammedde islamdan önce bu

topluluğa dahil(inisiye) olmuş,mekkeyle hira arasında mekik dokuyan yarı mecnun bir

derviştir ve bir süre sonra YÜCE TOPLULUK(hanifler yüksek meclisinin) çalışmaları

olgunluğa ulaşınca elçilik görevine başlıyacaktır.

"İSLAMİYET GERÇEĞİ haniflik yani ibrahimci(tevhitçi)sabiilik,kabe tarikatı,haceriler gibi

ezoterizmin konusuna giren ve talmud metinleri,doğu hristiyan(süryani,nasturi,monofizist)

ilahileri,gnostik kaynaklar,sabii kutsal kitapları gibi karşılaştırmalı dinler tarihinin alanına

giren konular aydınlığa kavuştukça anlaşılıcaktır.

Kuran ve Dinde yazar erdoğan aydının materyalist düşünce yapısı nedeniyle
çözümleyemeyip yanılgıya düştüğü tek konu işte bu kuranın kaynağı,islamın kökeni

konusudur.ama bu kitabın başarısına
zarar vermicek çok ayrı bir konudur,zaten kitap temelde kuranı irdeliyor,bence Türkiyede

yazılmış dine karşı düşünce eserleri arasında en başarılı temel eser, bir anlamda son

noktayı koyuyor diyebiliriz.tabi bu kitapla din ortadan kalkıcak değil ama dinin inanç-itikat

düzeyinden batıdaki gibi toplumsal gelenek,örf,adet düzeyine;törensel düzeye inmesini-ki

(zaten hemen hemen öyle-son dönem şekilci islamileşmeyi kaale almazsak) hızlandıracak

bir çalışma,önemle herkese tavsiye ederim.
26.02.2009

Kitabın adına hiç aldanmayın kitapta hz.ibrahim ve Harran Gizemi değil

Harrandan harekete KÜRTLER ve KÜRTÇÜLÜK var,bu konuyu merak edenler

için uygun,alıp ne saçmalıyorlar diye baksınlar,çünkü hiç yoktan tarih yaratıp

kürtçülüğe malzeme etmenin kitabı bu,dayandığı kaynaklarda aynı çabanın

eseri zorlama uyduruk tarih kitapları.yazarın kitaba koca harflerle İBRAHİM ve

HARRAN GİZEMİ adını verme amacı anlaşılan oki dikkat çekip kitabı okunur

kılmak,yazarın Harran ilgisi ise ona göre Harranın kürt coğrafrasında

yeralması,Harranın ünü,tarihi,kültürel değeri malum dolayısıyla propanda için iyi

malzeme..yazar kitapta kürtleri bölgenin tarih öncesi çağlarda ilk insanları

yapıyor,peşinden de bölgede yaşamış mezopotamya uygarlığına dahil bazı

kavimleri guti,hurri,mitanni,med vb. nerdeyse hemen hepsini kürt yapmaya

çalışıyor,bununlada kalmıyor yok daha neler dedirterek kürtleri mezopotamya

uygarlığının lokomotifi yapmayada yelteniyor ve daha neler neler.. büyük islam

alimlerini kürt,Eyyubiler devletinide kürt devleti yapıyor.bu arada

araplara,selçuklu ve osmanlıya,sonundada TÜRKİYE Cumhuriyetine sürekli kin

kusuyor;kürtleri nasıl katlettikleri, tarihlerini,yerleşim yerlerini sözde uygarlığını

nasıl yokettikleri,asimilasyon vs.Kitaptaki iddialar doğrusu anadolunun

doğusuna yönelik ERMENİ İDDİALARINI andırıyor,paralellik arzediyor.
Kitapın kapağını açınca dikkat çekici bir iç başlık daha var İbrahim,harran,sin

mabedi ve sabiilik..bu başlık dizilimi kitabın dinsel,mitolojik,ezoterik içerikli bir

kiap olduğu zannı uyandırıyor.evet kitapta bu konularda var kitabın

sonunda,240 sayfalık kitabın sonundaki 70 sayfa bu konuları işliyor ama onuda

kürtçülük yaparak işliyor.
yazar kürtlerin islam öncesi dinlerininde zerdüştlük olduğunu söylüyor,bilindiği

üzere zerdüştlük İRAN-FARS Dinidir.KÜRTÇE ise FARSÇA

ağırlıklı,arapça,türkçe karışımı bir dildir.ZERDÜŞTLÜK ve FARSÇA buda

KÜRTLERİN KÖKENİNİN İRAN olduğunu,ESKİ MEZOPOTAMYA

KAVİMLERİYLE ALAKALARININ OLMADIĞINI Anadoluya dışardan geldiklerini

gösterir..(Kişisel kanım kürtlerin iran-fars kökenleriyle birkte afgan-beluc

bağlantılı-ki onlarda farsidir-olduklarıdır,tipoloji,giyim kuşam,hayat tazları bunu

gösteriyor.antropolojik-genetik bir araştırma yapılsa eminim bu sonuç

çıkar.yazarın kitap ismiyle alakasız yaptığı kürtçülüğe dayanamayıp konuyla

ilgili kişisel kanımı ekledim)
Kitaptaki en acayibülgarip iddia hz.ibrahiminde kürt olabileceği..e normaldir o

kadar iddalı faraziyelerle dolu bir kitapki..ama kitapta bu iddiaya karşı bir başka

önemli tespit var HZ.İBRAHİMİ ATEŞE ATAN NEMRUD KÜRT KRALI

KÜRTLERDE NEMRUD NESLİ,NEMRUDİLER olarak niteleniyor.e buda yeter

fazla söze gerek yok diyorum..
26.02.2009


Bu günlüğü 16 yaşında ki bir kızın yazdığı pek inandırıcı gelmiyor,günlük belli

bir noktadan sonra sanki profesyonel bir fahişe yada kaşarlanmış bir yosma

tarafından yazılmış gibi.melissanın yaklaşık 2 yıllık macerasında yok yok gurup

sekstenlezbiyen ilişkiye,sadomazoizmden eşcinseliğe her tür uç sapkın ilişki

doğrusu bu işte bir gariplik var .ama şuda olabilir melissa p merakla seyrettiği

erotik,pornografik filmler ve okuduğu roman,dergi ,internet yazılarından

etkilenerek çok ilgisini çekenleri alıntılıyıp bunları fantezisi haline getirerek

kendi hayatına adapte yani günlüğüne monte etmiş olabilir..bir ihtimalde

profesyonelere ısmarlama olarak hazırlatılıp melissa p adına yayınlatılarak

satış rekorları kırılan ticari bir oyun olabilir.hangisi olursa olsun tabi aynı

zamanda özgür ve sapkın seksin propagandasıda yapılmış.

esasen kitapta ana tema içten sevgiyi,samimi ilgiyi,gerçek aşkı,seviyeli bir

ilişkiyi arıyan ama aslında en başta ne ardığınıda tam olarak

bilmeyen,karasızca aradığınıda yanlış yerlerde yanlış yollarla ararken

cahilliğin,bilinçsizliğin ordan oraya savurduğu kendini kaybetmiş çocukluktan

genç kızlığa geçişin fırtınalarını yaşıyan bir genç kızın bu arayışta nasıl

kontrolden çıkıp yanlış yollara saparak mutluluk ararken mutsuzluğa,bayağılığa

düşebileceğinin öyküsü ama bu ana tema bu mesaj kitapta silik ve yetersiz

ölçüde o nedenle kitabı okuyan bir genç kızın kitabın bu ana temasından çok

çılgınca özgür seks hayatından etkilenebilir,propagandaya kurban gidip sektöre

malzeme olabilir..kitapta alkışlanıcak hiç bir şey yok sadece vay be dünyada

nelerde oluyor neler de yaşanıyor türünden ilgi çekici merak uyandırıcı bir yanı

var ama oda inandırıcı değil..evet melissa p nin yaşında hatta dahada küçük

kızların başlarına neler neler geliyor tacizler,tecavüzler,cinsel

istismarlar,sübyancılık,çocuk pornosu vs.
ama kitaptaki melissa p nin durumu farklı kendi özgür iradesiyle çok abartılı

yaşananlar varki kandırılma,para,tuzak,zor kullanma olmadan evi,ailesi olan

okuyan o yaşta bir genç kızın bütün bunların hepsini gerçekten yaşadığına pek

ihtimal veremiyorum,hani orda burda sokaklarda başıbozuk yaşıyan evden

kaçmış bir bar kızı olsa tamam.

ayrıca italyada orta eğitim çok üst düzeyde galiba melisanın

edebiyet,tarih,mitoloji bilgisi bayağı iyi ve bunları günlüğüne yansıtış tarzı çok

profesyonelce; eğitimini ortaokulda yarıda bırakmış birinden çok edebiyat

fakültesinden ayrılmış gibi.birde merak ediyorum 9 yaşında roman yazmış 12

yaşında ödül almış bu müthiş yetenek neden başka kitaplar romanlar yazmıyor

yazamıyor ilginç..

bu günlük melissa p nin hayalleri,fantazileri,rüyalarımı yoksa gerçekmi meçhul,

pek gerçekmiş gibi de değil çok azı gerçek yani ona ait yaşantılar,sıradan bir

günlüğün profesyonelce müdahalelerle bu hale getirildiğini düşünüyorum.

Bütün bunlara rağmen kitapta kim yazarsa yazsın hayata dair öyle bir paragraf

varki bu satırları buraya yazmadan edemiyeceğim.....
-Uçarken rahatsız edici bir sesle yanan lambaya çarpan sineği

inceliyorum,insanların da aynen bu aptal hayvan gibi,sürekli korku ve kaygı ile

dünyada bir şeylere çarptığını,sarsıldığını ve çırpındığını düşünüyordum;gürültü

yapıyor,kargaşa yaratıyor,düzeni bozuyor,tam kavrıyamadığı şeylerin etrafında

dönüp vızıldıyor,zaman zaman isteklerini birbirine karıştırarak tuzağa düşüyor

ve mavi yansıtıcı ışığın altındaki kafesin içinde cansız yere yıkılıyor ..sayfa 111

işte bu satırlar.
23.10.2007


ibn arabinin eserleri ve hakkında yazılan eserlerdeki ibn arabinin sözlerinden,öğütlerinden konulara göre seçkiler,özlü sözler türünden bir kitap.ibn arabinin basit dini tavsiyeleri yanında deruni anlaşılması güç görüşleride yeralıyor.
ibn arabi zahıri ve özellikle batıni dini ilimlerde islam dünyasının üstat alimlerinden,efsanevi,muamma bir şahsiyet.ama bu kitap ibn arabiyi ve islami,tasavvufi görüşlerini tanmak,felsefesini,dülşünce dünyasını anlamak için çok yetersiz zaten yazarında dediği gibi belki bir başlangıç olabilir o kadar..ama ibn arabinin konuyla ilgilenenler için mutlaka okunması gereken eserleri var Fusüsu'l-Hikem,Fütuhat-ı Mekkiye gibi..