E-Dergi

İlginç bir kitap. Dedektifin kendi evinde eşiyle olan sınırlı sayıdaki diyalogları aklımda kaldı. Sanki bir karanlık vardı oralarda.

"Kitap içinde kitap" olmasının yanında; kurgusu nedeniyle belgesel izliyor ya da gazetede bir yazı dizisi takip ediyormuş gibi hissettiriyor kitap. "Bir bakmışsınız son 50 sayfaya gelmişsiniz" yorumuna katılmamak elde değil, ancak sonu gerçekten de havada kalmış. Sanki "artık bitsin, daha fazla uzamasın bu kitap" düşüncesiyle kaleme alınmış. Tavsiye ederim.

Yazarın en iyi kitabı yorumlarının aksine -okuduklarımın arasında- arada bir yerde kaldı. Ayrıntılar güzel, zaten kitabın temelini de bu ayrıntılar oluşturmuş, yani üst seviye bir koşturmaca hakim değil kitapta diğerlerinin aksine. Kitabın sonuna kadar güzel gidiyor, ancak sonu sıkıcı olmuş. Yine de ayrıntıyı, tarihi, kurguyu sevenlere tavsiye edilebilir. Bir Melekler ve Şeytanlar, Cehennem değil tabi :)

Samimi olarak; böyle bir anlatış yok. Kürk Mantolu Madonna-Maria Puder hayalimde canlandı. Hikayenin içine girince su gibi akıp gidiyorsunuz onunla beraber. Hikaye sürdükçe sonunu, bazı ayrıntıları tahmin etseniz de dili ve etkisi bakımından eşsiz değerde.

Okuduğum ilk Raymond Chandler romanı. Hemen vazgeçmeyeceğim, "bu ilk romanı olduğu içindir belki kopukluklar" diyerek diğer kitabına bakacağım ilk fırsatta. Hikaye akıyor, ancak okurken kopukluklar oldu bende. Böyle örneğin 30 satır okuyorum; ama sanki 20 satırı aklımda kalmıyor gibi. Ahmet Ümit'in editörlüğünde tekrar piyasaya sürülmüş olması ise "önyargılı yaklaşmamalıyım" dedirtiyor. Belki de Ahmet Ümit'in de tanıştığı gibi Marlowe ile biz de ilk olarak filmde tanışmalıydık.