E-Dergi

Alanında önde gelen bir isimden dogmaya ve boş inançlara karşı zihin açıcı bir fikir fırtınası. Sağduyu sahibi bir kişinin yazarın sunduğu güçlü tezler karşısında kayıtsız kalması çok da kolay değil.
Özellikle 6. ve 10. bölümlerden sonra asla aynı siz olmayacaksınız ve zaten gözünüzün önünde olan basit cevaplar için "neden böyle düşünmemiştim?" diye kendinize soracaksınız.

Suskunlar hakkında hayli yorum yazılmış ve hepsi de olumlu; benimki de farklı olmayacak. Gerçi benim gözümde İhsan Oktay Anar'ın en güzel kitabı hala Puslu Kıtalar Atlası olmaya devam ediyor ama Suskunlar da çok çok güzel. Anar, okuru, bilgisinin derinliği ve bunu son derece oyuncu ve naif bir tarzda sunuşu ile vuruyor. Harika tasvirlerle dolu bir roman Suskunlar.. Ve insan her bir ayrı anlatımı, hem kendi içinde zevkle hem de kitabın bütünü içine kolayca yerleştirerek okuyor.

Elif Şafak'ı bir anne olarak düşünmek başta zordu biraz. Çocuk arabalarına bakıp iç çekeceği aklıma gelmezdi. Bu kitapla çok beğenip başka bir yere koyduğum bir yazarın ne kadar insani, duygularla yaşadığını, yaralandığını ve sonunda iyileştiğini gördüm. Yer yer çok güldüm.

Öncelikle akademisyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olarak görüyorum. yok ilkokuldan itibaren herkes okumalı vs. vs. türündeki anlamsız görüşe katılmıyorum. Eğitim ve Öğretim arasındaki farkı bilmeksizin yapılmış olan gereksiz yoruma değinmek dahi istemiyorum.

Bu Kitap; sık sık tekrarlamalar ve kaynak olarak da bana göre oldukça dar kalmış.

Ancak Atatürk perspektifinden bilime ve okuma alışkanlığına bir bakışı ve yine akademisyenler için önem arz eden tarihi süreci özet ve derli toplu olarak sunuyor. Bu açıdan özellikle akademisyenler için (buna öğrenen ve öğretenler diyebiliriz) güzel bir kaynak olacağını düşünüyorum. Ek olarak okunabilecek bir diğer kitap da Atatürk ve Üniversite Reformu isimli kitaptır.

Bilmiyorum ama sanki bana "Eski Türkçe'den günlük hayatta kullandığımız kelimelere kadar ..." olması gerekiyormuş gibi geldi?

Şukadar sözcük var bu kadar kapsamlı şeklinde detaylara da: "Türkçe bir Fiilin ortalama 2 milyon farkli hale sokulabildiği söyleniyor" söylemini de dikkate alacak olursak sanırım ekler kullanılarak, lehçe ve ağızlara atıflarda bulunarak hazırlandığına kanaat getirebileceğimiz bu Sözlüğün kapsamının çok ama çok mütevazi olduğunu düşünebiliriz...