Hav; sokaklarında, Türkçe, Ermenice, Rumca, Rusça, İtalyanca konuşulan, kurmaca bir Akdeniz şehri.
Sokaklarında dolaşıyor Hav'ın anlatıcısı, bu Akdeniz şehrinin.Değişik etnik kimliklere sahip insanlarla karşılaşıyor.Onların gözünden Hav'ı tanıyor ve anlatıyor okuyucuya.
Tüm Akdeniz tarihini, âdetlerini, politikasını, etnolojisini görüyoruz hayali Hav şehrinde.
Hav'da camiler ve kiliseler yan yanadır, Çok kültürlüdür.Karşılıklı hoşgörü ortamı hâkimdir.
Anlatıcı yirmi yıl sonra müdahele adı verilen olay sonrası, tekrar gelir Hav'a.Âdeta karanlığa gömülmüştür şehir.
Müdahele sırasında, Hav'ın sembolü olan Misakyan katledilir ilk önce.
20 yıl önce Hav'a geldiğinde karşılaştığı kişilerle tekrar bir araya gelerek, yeni Hav'ı anlamaya çalışır anlatıcı.
Yeni Hav, ayrımcılığın ve dini bağnazlığın egemen olduğu, tekinsiz, kapitalizmin biçimlendirdiği bir şehirdir artık.
İlginç bir kitaptı benim için Hav.