Toplam yorum: 3.083.119
Bu ayki yorum: 2.800
E-Dergi
FUNdaima Tarafından Yapılan Yorumlar
Baobab Yayınları’ndan Eylül 2020’de çıkan bu kitap 200 sayfa.
Kitap, bir karikatürde hamamböceğini konuşturup, hamamböceğine Azerice kelime söyleten Mana’nın hiç hakaret etme gibi bir amacı yokken bu kelimeyi İranlı Azerilerin hakaret olarak kabul edip İran’da çıkardıkları ayaklanmayı ve sonrasında Mana ve editörünün tutuklanarak cezaevine konmalarını, kaçak olarak diğer ülkelere sığınmacı olarak gitme çabalarını ve en sonunda Fransa’dan kabul alarak oraya yerleşmelerini, İran’ın baskıcı ve totaliter rejimini anlatıyor.
Anlatılanlar gerçek. Çizimler güzel, dil anlaşılır. Bazen okunanlar can yaksa da, daha sonra canımızın yanmaması için ille de okumamız gerekiyor.
2019’da Sel Yayıncılık’tan çıkan bu kitap 96 sayfa. Kitap, 42 günlük oda hapsiyle cezalandırılan bir subayın, dört duvar arasında ve sadece otuz altı adımlık bir odada kalmakla yetinmeyip, zihninde yaptığı yolculukları konu edinmiş. Bu öyle bir düşsel yolculuk ki, dört duvarın sınırlarını kaldırıp sonsuzluğa açılıyor.
Zaman, mekan, hapis duygusunu bir illüzyona dönüştürerek asıl esaretin ya da özgürlüğün zihinlerimizde olduğunu çok iyi anlatan bir kitap. Dış koşulları bir yana bırakıp zihninde kendini istediği her yere götürüp istediği her güzelliği gören bu subayın hikayesi gerçek anlamda bir özgürlük metni.
Kitap Rusya’da ün yapmış ve herkesin hayranlıkla baktığı bir matematik profesörü olan Raçinski’nin kürsüsünden bütün tepkilere rağmen istifa ederek doğduğu köye öğretmenlik yapmaya gitmesini ve Moskova’yı terk etmesini anlatıyor. Öğrencilerin hepsini birer cevher olarak görür, sabırla hem öğrencilerine hem de onların ebeveynlerine ve diğer köylülere yol gösterir, asla pes etmez. Alkolizmle, cehaletle, sefaletle, tembellikle mücadele eder ve fedakârlık yapmaktan asla çekinmez, ne gerekiyorsa yapar. Bu çabasının sonunda da bütün o cevherleri keşfedip, karanlıktan alıp aydınlığa kavuşturup pırıl pırıl parlamalarını sağlar. Öğrencilerinin çoğu kendi gibi hayranlık uyandıran başarılara imza atar ve faydalı birer insana dönüşür.
Kitabı öğretmenler, öğretmen adayları değil herkesin okuması gerekir. Kitap kısa olsa da etkisinin uzun süreceğini düşünüyorum, insanın içinde sönen ya da sönmeye yakın bir şeyleri var gücüyle yakan bir kitap.
Kitapta Andreas Kartak isimli sokaklarda yaşayan ve gazeteleri kendisine yorgan yapan köprü altlarında yaşayıp giden alkolik bir evsize bir yabancının 200 frank vermesinin ardından yaşadıkları konu edilmiş. Bu parayı borç olarak aldığını belirtip, bunun bir namus borcu olduğunu söyleyen Andreas parayı geri ödeyebilecek midir? Bu sorunun etrafında dönen kitabı okurken meraklanıp, hüzünlenip, bazen kızıyorsunuz; ama keyif aldığınız bir gerçek. Andreas aziz mi yoksa ayyaş mı diye sorarsanız, bence hiçbiri, kimse olamamış ya gerçekten birisi olmak istememiş, bu yüzden de ayağına kadar gelen fırsatları hiç değerlendirememiş.
Yabancı Yayınları’ndan Ocak 2020’de çıkan bu kitap 224 sayfa. Kitabın içeriği Caitlin Major’a, çizimler ise Kelly Bastow’a ait.
“Ya dünyayı kediler yönetseydi?” sorusunda ola çıkıp insanlarla kedilerin yer değiştirdiği bu kitabı okurken içinizin ısınacağını söyleyebilirim. Sanırım komik olma iddiası var; ama ben hiç gülmedim, daha çok duygulandım. Çok güzel bir dostluk hikayesi. Çok sıcak, samimi ve tabii ki hayal gücünü canlandıran bir kurgu olmuş. Çizimler çok güzel.
Steve Kedioğlu’nun adamı Manfried’in evin camından kaçmasından sonra yaşadığı mutsuzluğu, değişimi ve kendini kabullenişini anlatan bu hikayede kendinizden bir şeyler bulacağınıza ve kedilerinize bir daha eski gözlerle bakamayacağınıza eminim.