E-Dergi

Yunanistan'da Nazilerin kurmuş olduğu toplama kampının adı "Haydari Kampı". Bu konu ile ilgili ne kadar film, kitap olsa da, insanoğlunun yüzkarası olan bu durum bir kez de Yunan muhalifler atarfından anlatılmış. Yaşanılan işkenceler, ölümü bekleyiş, ölüme razı edilme, buna rağmen kurulan dostluklar... Haydari Kampı'nda yaşananlar oldukça sarsıcı. Tavsiye ederim.

Yaşar Kemal hiç okumamış olanlar için bu eser kesinlikle giriş niteliğinde olabilir. Masalsı anlatımı, doğa ve insan sevgisi, başkaldırı ve aşk müthiş bir şekilde işlenmiş incecik kitapta. Yaşar Kemal'in tabiat tasvirleri insanı Ağrı Dağı'na götürüyor sanki. Sofi'nin kaval çalışı, Memo'nun medetsiz aşkı, Gülbahar'ın aşkı için babasına vermiş olduğu mücadele ve daha bir çok şey. Herkese tavsiye ederim.

Öncelikle eserin adı ilgimi çekti. Latin Amerika'da yaşanan devrim sürecini Lavinia adlı genç ve güzel mimar ve portakal ağacı yoluyla okura aktarılmış. Kızılderili felsefesine inceden bir selam olmuş bu eser. Bu kitabı okuduktan sonra aklıma Şef Seattle'ın ABD başkanı Washington'a yazdığı mektubu tekrar açıp okudum. Kadının sosyolojik konumunu ve mücadelesini okuduğum satırlarda kendimi de sorguladığım pek çok nokta oldu. Lavinia'nın düşünsel ve duygusal manadaki değişimi sürükleyici bir dille kaleme alınmış. Tavsiye ederim.

Gılgameş Destanı'na farklı bir bakış açısı. Şiirsel bir dil kullanılmış ve egemen erkek tarihine kadınsal bir bakış açısıyla yaklaşılmış. Hem azize, hem fahişe, hem anne, hem kız çocuğu... Liyotani figürüyle tüm kadınlığın hikayesi anlatılmış. Tavsiye ederim.

Yaşar Kemal'den okuduğum 3. seri. İnce Memed kadar sürükleyici değil ancak bu romanda değindiği konular da bambaşka. Eserin temelinde savaşın ne kadar iğrenç bir şey olduğu anlatılmış. Savaş yorgunu insanlar terkedilmiş Karınca Adası'na sığınırlar. Ayrı ayrı hatıralar, düşler, hayal kırıklıkları, zaaflar, sevdalar ama ortak bir yazgı. Poyraz Musa ve diğer karakterlerin belleklerinde ruhlarında gezinirken, savaş isteyenlere lanet ettim bir kez daha. Yaşar Kemal hümanizmi tüm satırlardan fışkırıyor. Mutlaka okunmalı ve okutulmalı...