E-Dergi

Yazar Sivas katliamının insanlar üzerinde bıraktığı derin etkileri iyi bir şekilde ele almış. Farklı bir anlatım tarzı benimsemiş ancak kimi yerlerde konu biraz dağılıyor, yer yer sıkıcı olabiliyor. Yine de orada olan insanların neler yaşadığını daha yakından anlayabilmek için okunmalı.

Türkiye'nin bir dönemine ışık tutan bir kitap olmuş. Kitapta Kürt sorunu, pkk ve derin devletle ilgili doyurucu bilgiler mevcut. Ersever cinayete kurban gitmeseydi daha çok bilgiyi ortaya dökecekti ama susturuldu ne yazık ki. Okunması gereken önemli bir çalışma.

Öncelikle kitabı okurken sıkılıyorsunuz ve asla o sayfalar bitmek bilmiyor. Kitap çok karışık ve hiçbir şey anlayamadan bitiriyorsunuz. Kitabın etkisi bittikten sonra kendini gösteriyor; 'yabancılaşma'nın ne olduğunu tam olarak kavrayabiliyorsunuz. Okurken sıkıldığınız ve basit gibi görünen Roquentin'in tüm monologlarının aslında nasıl bir derinliğe sahip olduğunun ve tam olarak sizi anlattığının farkına varıyorsunuz. Yani her birimiz Roquentin gibi kendimize ve çevremize yabancılaşıyoruz aslında, Sartre da bunu acımasızca yüzüne çarpıyor...

Maria'nın öyküsü gerçekten ilgi çekici ve okurken Maria'nın gerçekten yaşadığının, bu kitabın hayal ürünü olmadığının bilincinde olununca kitap daha da ilgi çekici bir hale geliyor. Her Paulo Coelho eseri gibi bu da mutlu sonla bitiyor. Kesinlikle okunması gerektiğini düşünmüyorum, çerezlik kitaplar kategorisine girebilir sanırım.

Paul Auster'ın okuduğum ilk kitabı. Dilini çok beğendim, oldukça akıcı, kitabı elimden bırakamadım. Kitaba sadece cinsellik çerçevesinde değerlendirmek ise oldukça sığ. Cinselliğin dışında olaylar, karakterler ve bazı bölümler anlatımın değişmesi ise gerçekten mükemmeldi. Sonunun okur yorumuna bırakılması ise kitabın gerçekten bir Görünmeyen olduğunun göstergesi.