E-Dergi

Gregor Samsa, 5 yıl önce iflas etmiş bir ailenin oğlu ve onların geçimini sağlamak için çalışan bir pazarlamacı, küçük kız kardeşini okutmayı çok isteyen bir abidir. Öykümüzün kahramanı bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş bulur. Ve böylece başlayan öykü, olayların gelişerek büyümesiyle acı sonla biter. Kitabı elimden bıraktığımda bana düşündürdüklerini, hissettirdiklerini yazmam gerekirse gençliğin, güzelliğin veya yakışıklılığın yaşlılığa yenilinceye kadar beğenilip sevileceksin. Insanoğlunun senden fayda görmesi, onlara yardımda bulunman veya iyilik ettiğin sürece saygı görecek, sevilip melekler mertebesine çıkarılacaksın fakat durumun kötüye döner veya elinde olmayan nedenlerden dolayı iyilik yapamaz hâle gelirsen, insanların gördüklerinde tiksindikleri böcek seviyesine çakıldığını göreceksin.

"Lykurgos’un Hayatı" Sparta devletini ve bu devletteki gündelik hayatı ana hatlarıyla anlatıyor. Lykurgos, kişiliği, ahlakı ve bilgeliği ile Spartalıların güvenini ve inancını kazanan bir yasa koyucudur. Halkın birliğini bozan, toplum düzenindeki uçurumu artıran zenginlik-fakirlik, açlık-tokluk, lüks-sefalet gibi her konuda kanunlar hazırlayarak bu uç noktalar arasındaki farkın azalmasına çalışmış, eğitime önem vererek daha iyi ve güçlü olmalarını ve durumu korumaları için çabalamıştır. Lykurgos’un hazırladığı yasalar nelerdi, kimlerden destek istiyordu, nasıl karar alıyordu, nasıl uyguluyordu, 7den 70e halkın yasalara uymasının toplum üzerindeki etkilerini, iyi yurttaş, birlik içinde hareket eden toplum ve güçlü bir devlet olmanın üzerindeki çabalarını okuyacağınız bir eser.

Kitabın ilk sayfalarından itibaren bu adam ne demeye çalışıyor diye düşünmeden edemiyorsunuz. Yazarın özgün veya tuhaf diyebileceğiniz bir tarzı var... öyküleri okuduğunuzda asil ve zengin bir aileden olmak, eğitimli olmak, insanoğlunun açgözlülüklerini, hırslarını, bencilliklerini engelleyecek erdem ve ahlakı kazandırmaya yetmediğini bilakis yeri geldiğinde bunların altına saklanarak neler yaptıklarını, nasıl filmler çevirdiklerini görecek ve arkadaşlık ve aile içi ilişkilerini farklı bir açıdan okuyacaksınız.

Kitabın ilk sayfalarından itibaren bu adam ne demeye çalışıyor diye düşünmeden edemiyorsunuz. Yazarın özgün veya tuhaf diyebileceğiniz bir tarzı var... öyküleri okuduğunuzda asil ve zengin bir aileden olmak, eğitimli olmak, insanoğlunun açgözlülüklerini, hırslarını, bencilliklerini engelleyecek erdem ve ahlakı kazandırmaya yetmediğini bilakis yeri geldiğinde bunların altına saklanarak neler yaptıklarını, nasıl filmler çevirdiklerini görecek ve arkadaşlık ve aile içi ilişkilerini farklı bir açıdan okuyacaksınız.

Osmanlı tarihini, roman tadında okumak isterseniz Kayı serisini okumalısınız.