E-Dergi

Osmanlı toplumunun geleneksel din anlayışını ortaya koyan çok önemli bir eser. Kitapta ortaya konulan ve Osmanlı toplumunda en çok bilinen klasikleşmiş eserlerden aktarılan bilgiler dün de bugün de Kuran-ı Kerime dayalı din anlayışının önemini ortaya koymaktadır.Kitabın bir başka önemi de din adına sergilenen çarpık anlayışların günümüzde de varlığını devam ettirmesidir.Özellikle tarikat ve tasavvuf adı altında hemen hemen aynı anlayışların devam ettirilmesi Kuran'a dayalı ıslahat çabalarının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Değerli yazar Cihan AKTAŞ'a bu eseriyle, bizlere yetmişli yılların siyasal atmosferini değişik bir açıdan izleme fırsatı sunduğu için teşekkür ediyorum.Kitabın özellikle öğrenci ve öğretmenler tarafından okunmasının yararlı olacağını düşünüyorum.Cihan Hanımdan yine böyle güzel kitaplar yazmasını bekliyoruz.

Nihat Genç'in bu elimdeki ilk kitabı.Yazarı tanımak açısından iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.Bununla birlikte kitabın Hangi ALLAH? başlıklı bölümündeki tespitlerin oldukça vahim hatalar içerdiğini söyleyebilirim. Şöyle ki; Allah'ı (c.c.) tanımak için ilk başvurulacak kaynakların Kur'an ve Peygamberimizin sahih hadisleri olması gerekirken Mevlana ve Muhyiddin Arabi gibi tevhid inancına aykırı görüşlere (Vahdet-i Vücud veya Hülul Felsefesi gibi) sahip kişilerin ön plana çıkarılması bu önemli konudaki ölçü bulanıklığının devam etmesine yol açacaktır.

Büyük düşünür Aliya İzzetbegoviç'in klasik hale gelmiş bu eserinde, batı düşüncesinin niteliği, İslamın temel kavramları hakkında doyurucu bilgiler edinmek mümkün. Özellikle din ve ahlak kavramları üzerindeki yorumları oldukça etkileyici.

Tarh profesörü Mikail Bayram'ın elimizdeki bu eseri gerçekten de günümüze kadar genel kabul görmüş konularda ''ezberleri bozucu'' bir muhtevaya sahip. Halkımızın inançlarında varlığını halen daha büyük ölçüde sürdüren yanlış evliya ve türbe kültürünün etkisine hatta bunun turizm alanında bir sektör haline dönüşmesine aldırmadan bu alanlarda araştırma yapmak ve gerçekleri dile getirmek her şeyden önce cesaret isteyen bir iştir diye düşünüyorum.Buna birde İslam dışı otoritelerin halk tarafından kabul görmek için Celaleddin-i Rumi gibi insanların din anlayışlarına sığınan politikalarını ekleyecek olursak yapılan çalışmanın önemi daha da iyi anlaşılacaktır diyebiliriz.