E-Dergi

Kitap 1600 yılında kopernik'in tezini( Evrenin merkezi güneştir der kilise ise Dünya merkezdir diyordu) savunduğundan dolayı yakılmış ilahiyatçı bilim adamı, filozof Giordano Bruno'nun hayatını ve verdiği mücadeleyi anlatıyor.Kitap gayet anlaşılır ve akıcı bana Stefan Zwag'ın yine yine Servato isimli Bir din adamının teolojik düşüncelerinin Kalvenden farklı olmasından dolayı yakılmasını ve Castellonun bu sebeble Kalveni eleştirdiği "Vicdan Zorbalığa Karşı"(Sivrisinek file karşı) adlı biyografik eserini hatırlattı.O kitabı ve bu kitabı herkese öneririm.Günümüz Avrupası'nın nasıl oluştuğu; düşünce ve ifade özgürlüklerinin nasıl kazanıldığının anlaşılması açısından çok faydalıdır.Ayrıca bu kitabı okurken Nazım Hikmet'in Şu mısraları geldi:
Ben yanmasam sen yanmasan, biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.

"psikolojik yoksulluk, iktifa etmeyi bilmeyen modern insanın marazıdır." minvalinde çeşitli konu başlıkları etrafında hayatı anlamlandırma çabasını, "sen uçuşu hatırla, kuş ölümlüdür" naifliğinde dile getiriyor. başkalarının günahlarının peşine düşmeyen ama bunu yaparken barbar istilasına temiz yürekle karşı durmanın ruhsal dinamiklerini anlatının eksenine oturtuyor.

kitabın ismiyle içeriği örtüşmüyor. felsefecilerin eserlerinden alınan pasajlardan oluşuyor. görsel imajlar başarılı. paylaşılan sözlerle ilgili kısa değerlendirmeler olsaydı özgün bir eserle karşılaşabilirdik. bu haliyle yetersiz. ama açılıp okunması eğlenceli. bir nevi felsefenin varlığını hatırlatma kitabı olmuş.

farklı bir tarih okumasıydı. fransız ihtilâli sonrasında haiti devriminin farklı dinamiklerin etkisinde nasıl şekillendiğine tanıklık ediyoruz.
geçmişin esiri olmadığımızı fakat bizim şekillendirdiğimizi söylemeninde zor olduğunu, bununla başetmenin yolunun iktidarın kökenlerini ifşa etmekten geçtiğini dile getiriyor. iktidar ilişkileri bazı olayları görünmez kılarken, bazılarını görünür kılarak tarihin uretilmesindeki rolünü yerine getiriyor. böylece geçmişi susturmak mümkün hale gelebiliyor.
bu kitap bize, geçmişin bir depo metaforuyla anlaşılamayacağını anlatıyor.
tarihe dair tartışmaların önemli bir kısmı, kimin neyi nasıl adlandırabilecek bir güce sahip olduğu meselesinde düğümlenir. olgunun nasıl adlandırıldığı dahi, daha en baştan belli bir yorumu dayatır.

bütün olup bitenlere karşın yaşama evet demek nasıl olası olur? sorusuna bir cevap arayışı. akıcı ve okuyucuyu yormayan bir üslup. insanın temel uğraşısının haz almak ya da acıdan kaçınmak değil, yaşamında bir anlam bulmak olduğunu göstermektedir.
kitabın özetini nietzsche yapmış:
"yaşamak için bir neden'i olan kişi, hemen her nasıl'a dayanabilir."