Toplam yorum: 3.081.825
Bu ayki yorum: 1.505

E-Dergi

Adem Yaprak

Arabulucu - Avukat. 37 yaşındayım. 2009 yılında Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Yaklaşık 12 yıldır aktif olarak avukatlık yapmaktayım. Mesleğim gereği yaptığım okumalar dışında tarih, felsefe, psikoloji ve kişisel gelişim alanlarında da okumalar yapmaktan keyif alıyorum. Edebiyata ve müziğe olan ilgim her geçen gün artarak devam ediyor. İçimizdeki okuma aşkının hiç sönmemesini diliyorum.

Adem Yaprak Tarafından Yapılan Yorumlar

Surname, İskender Pala’nın son romanı. Romanı okuduğumuzda Pala’nın daha önceki romanlarından aşina olduğumuz yazım tarzı ve dilini yine kullandığını görüyoruz. Tarihi romanlarıyla bilgilendirme amacının yanında keyifli bir okuma serüveni de sürdürmeyi amaçlayan yazar, bu kitabında da başarıya ulaşmış.

Kitap sizi daha ilk başında yakalıyor. Eğer tarihi roman okumayı seviyorsanız, bu kitabın içerisinde lezzetli vakit geçireceğinizi garanti ederim. Zaten Pala’nın daha önceki romanlarını okuduysanız, bu romanda da benzer duygular yaşayacağınızı söyleyebilirim. Kitabın içerisinde yer alan bölümlerin başında birer hikâye anlatılıyor. Hikâyeler özenle seçilip kitaba konulmuş; zira hikâyelerin yer aldığı bölümlerle ilgili bir ön bilgilendirme yapılıyor diyebiliriz. Hikâyeleri okuyunca Mesnevi’de anlatılan hikâyeler aklına geliyor insanın. Hikâyelerin hem bilgilendirme hem de düşündürme özelliğinin olması ve bölümlerin içerisinde de bu hikâyelerden kısımların yer alması, sizi kitaba daha çok bağlıyor.

Usta işi bir kitap yazmış İskender Pala. İçerisinde arkadaşlık, kardeşlik, mertlik, cömertlik, doğruluk gibi erdemlerin yer aldığı, birbirine yardım etmenin öneminin sıkça vurgulandığı muhteşem bir kitap. Tarihi roman okumayı seven herkesin gönül rahatlığıyla alıp okuyacağı ve kütüphanesine dâhil edebileceği bu kitabı okumayı tavsiye ederim.
Nobel ödüllü yazar Saramago, bu kitabında yine aynı yazı üslubu ve karakterini kullanıyor. Düz yazı şeklindeki karakteristik anlatımını ve diyalogları da düz yazı şeklinde yazma üslubunu koruyan yazar bu sayede daha akıcı bir anlatım elde ediyor.

Görmek kitabını okurken yönetenler ve yönetilenler, yöneticiler ve vatandaşlar arasındaki karmaşık ilişkiyi iliklerimize kadar hissediyorsunuz. Roman şeklinde yazılan kitapta anlatılan durum belki de modern çağda tüm ülkelerin karşılaşabileceği bir durum. Kitapta yöneticiler tarafından yapılanları okuyunca insanın aklına Makyavelli'nin "Prens" kitabı akla geliyor. "Prens, hükümdarlığını korumak için gerektiğinde her türlü yola başvurmaktan geri durmamalıdır." der Makyavelli. Görmek kitabının sayfalarında gözleriniz ve zihniniz akarken; işte, bu cümle geliyor aklınıza. Bu nedenle de kitabın sayfalarına dalarken, bir yandan da zihniniz kendini yaşanan olayın tam da merkezinde gibi hissediyor.

Kitabın anlatımında yer yer alaycı bir üslup görüyoruz. Bu da aslında yaşanan olayların gerçeğe yakınlığını daha da artırıyor bence. Zira alaylı bir dil kullanarak yok sayabileceğimiz durumların, aslında zihnimizde bu alaycı dil sayesinde daha gerçekçi bir şekilde var olduğunu unutmamak gerekiyor. Zaten, bu ustaca dil kullanımı da Saramago'ya Nobel edebiyat ödülünü kazandıran yeteneklerinden birisi.

Keyifli okumalar dilerim.
Ahmet Ümit'in bu kitabında üç ayrı hikaye yer alıyor. Birbirinden farklı olaylarda, suçu işleyenin tespit edilebilmesi için geniş bir bakış açısına sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Kitap, bir solukta okunabilecek türde bir kitap. Yazarın anlatımında kullandığı cümlelerin içerisinde aşk, hayat ve insana dair pek çok betimleme mevcut. Yazar, kitaptaki karakterler aracılığıyla öyle cümleler kullanıyor ki insan her birini alıp duvara asmak istiyor. Hayatın içinde, yaşarken, hepimizin karşılaştığı durumlara ilişkin oldukça güzel anlatımları ve tasvirler yapılıyor. Yazar, kurduğu cümlelerle sanki bize yaşamın içindeki sadeliği ve bu sadelikten kaynaklanan güzelliği görmemizi istiyor. Hepimizin 'insan' kavramı altında toplanmamızın öneminden bahsederken, bu sayede ancak gerçek mutluluğa erişmemizin mümkün olduğunu gösteriyor. Ahmet Ümit'in diğer kitaplarına nazaran daha kısa olan bu kitabında, yer verilen bu anlatımlara bakarak kitabın küçük ama oldukça etkili bir kitap olduğunu söylemek mümkün.

Polisiye hikayelere meraklı olan herkese tavsiye ederim.
Sabahattin Ali, 1907 yılında dünyaya gelmiş ve 1948 yılında aramızdan ayrılmıştır. Kısa yaşamına sığdırdığı romanlarıyla edebiyat dünyasında kendisine kalıcı bir yer edinmiş ve kendisinden sonra gelen romancıları da etkilemeyi başarmıştır.

Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabı bir dönem fazlasıyla ünlü olan bir kitap. Sosyal medya ve televizyon programlarında dahi paylaşılan bu kitap kısa zamanda pek çok insan tarafından okundu. Sayfa sayısına baktığımızda oldukça kısa bir roman olarak karşımıza çıkıyor Kürk Mantolu Madonna. Kitabın içerisinde Sabahattin Ali’nin kendisine dair izler de bulunuyor. Ayrıca yazarın yalın yazım dili ve akıcı anlatımı bu kitapta da kendini göstermiş.

Romanın içerisinde karakterlerin ağızlarından okuduğumuz metinlerde insanın anlam arayışına dair ifadeler yer alıyor. Ayrıca insanın kendi içine yönelmesi ve sorgulamalara da sıklıkla yer verilmiş. Toplumsal kabul gören bazı tutum ve davranışların ise kitabın bazı bölümlerinde karakterler vasıtasıyla eleştirildiği görülüyor. Bu yönüyle kitabın satır aralarında oldukça etkileyici psikolojik çözümlemeler gözlemlemek mümkün. Bu yönüyle de oldukça dikkat çekici bir kitap.

Kürk Mantolu Madonna, her ne kadar bazı çevrelerce basit bir aşk romanı olarak görülse de kitabı okuduğunuz zaman hak vereceğiniz üzere aslında salt bir aşk romanı değil. Zira kitaptaki karakter tahlilleri aslında romanın kahramanının âşık olma sürecine nasıl geldiğini, onun karakterinin nasıl oluştuğunu oldukça akıcı bir şekilde anlatıyor.

Keyifle okunması dileğiyle…

28.05.2023

Kitaplar gayet güzel ve dikkat çekici. Oğlum için almıştım çok sevdi. Kutudan rozet çıkmadı.