E-Dergi

Bir bankada yüksek mevkide çalışan Josef K'nın bir gün sebebi belirsiz bir davayla başlayan yargılanma sürecinin anlaşılmazlıklarla dolu hikâyesi. Dönüşüm'de olduğu gibi yine absürd bir gerçeklikte geçen, baştan kabullenilmiş bir yenilginin kendini her sayfada hissettirmesiyle ilerleyen bir kitap. Kafka'nın metaforlarında yolunu bulabilenlere çok şey şey katar, okunmalı.

Anarşizmi bir çeşit sokratik yöntem ile sorgulayan, anarşist olduğunu iddia eden bir bankerin parayı "hakiki anarşizm" uğruna nasıl ve neden kazandığını anlattığı bir kitap. Mevzubahis banker ile kimliği açığa vurulmayan (muhtemelen yazarı simgeleyen) bir şahıs arasındaki diyalogtan oluşur. Can Yayınları'ndan çıkan baskısında Pessoa'nın kitaba eklemek üzere yazdığı pasajlar ve kitabın ilk birkaç paragrafının bizzat yazar tarafından yazılmış İngilizce çevirisi de bulunur.

16 yaşında bir insanın kaleminden çıkması nedeniyle şaşırtan, yalnızca yazıldığı dönem için değil edebiyatın bir ahlak anlatısı olduğunu düşünen tüm toplumlar ve her dönem için rahatsız edici etki yaratabilecek kuvvette bir roman. Okuruna aşkı, ihaneti, erdemi ve nihayetinde insan olmayı toplumsal prangalarından arınmış biçimde tüm çıplaklığıyla sorgulatan bir kitap. Kitabın bu denli güzel olması yazarı Raymond Radiguet'nin yalnızca 20 yıl süren ömrünün bu denli çabuk sonlanmasını öyle üzücü kılar ki, okur bile onun daha fazla yaşamasını isterken içinde yeşeren o bencilliğe şaşırır.

Dolaylı veya doğrudan, hayatımızın büyük bir kısmında parçası olduğumuz tüm bir hastalık külliyatını ona hayat veren toplumların zihniyetiyle birlikte açıklayan; çoğu zaman duyduğumuz ve belki de zaman zaman üzerine düşündüğümüz son derece iç bunaltıcı ancak bir o kadar da dünyevi bir konu hakkında yazılmış ve çok iyi kotarılmış bir kitap. Bu kadar iyi olması ise muhtemelen hiçbirimizin muaf olmadığı ancak pek çoklarımızın bir sebepten üzerine yeterince kafa yormadığımız (veya kim bilir belki de sorgulamadan kabullendiğimiz) bir konuya değiniyor olmasındandır.

İlk sayfasından son sayfasına cümlelerin -yazarın yaşıyla birlikte- değiştiğini hissedebildiğiniz, kanımca Hakan Günday'ın ilk ve en iyi kitabı. Yoğun biçimde Louis-Ferdinand Céline izleri taşır, öyle ki hikâye akışında bile Gecenin Sonuna Yolculuk'tan parçalar bulursunuz. Céline'i okuyup da Kinyas ve Kayra'yı okumak ayrı bir zevktir o yüzden.