E-Dergi

"Biri şu kitabı elimden alsın, yoksa işe gec kalacağım" işte böyle bir feryat yükselebilir içinizden. Dostoyevski okuyanlar iyi bilirler ki, o bambaşka bir yazardır. Onu diğerlerinden ayıran farkları istediğiniz kadar düşünün, araştırın mutlaka en az bir fark daha kalır koyamadığınız (ki bunu hiç bir zaman koyamazsınız.) Romanın içeriği hakkında bir kaç söz söylemek gerekirse: Öncelikle duygusal bir kitap olduğunu belirtelim. Betimleme karşıtlarını bile sıkmayacak betimlemeler göze çapıyor. Dönemin kültürünü, ahlaksal yapısını, yaşayış biçimlerini, sınıfsal farklılıklarını olağan çıplaklığıyla gözler önünde seriyor. (Anlatmakla bitmeyecek sanırım) Ezilenler: "gerçek bir klasik"

Gerçeğe olan tutku nedir ? Gerçeğe ulaşma yolunda ilerleyişin sınırı nedir? sorularının cevabını bulabileceğiniz bir kitap. Kitabı bitirip(!) kapağını kapıyorsunuz, güzel bir uykuya dalmak üzereyken aklınıza şu geliyor: "Ben olsam ne yapardım?" Siz ne yapardınız bilmiyorum; ama bitirdiğinizi sandığınız bu kitabı ölene dek bitiremeyeceksiniz.