E-Dergi

Ekrem' in Servet-i Fünun' da yayınlayarak bizlere armağan ettiği bu eserde Batılı yaşam tarzını kendine düstur edinmiş bir adamın yaşadıkları anlatılıyor. Dönemin özellikleri göz önünde bulundurularak bir yorum yapmaya kalkarsak gayet Batılı bir teknikle yazılmış olduğunu hemen kavrarız. Fransızca öğrenmeye niyeti olanları da bilhassa kitabı okumaya davet ediyorum. Çünkü eserde oldukça fazla sayıda Fransızca kelime bulunuyor. Ekrem' in sanatsal bakışını tetkik etmek için de bu romanın önemli bir merhale olduğunu düşünüyorum.

Ben bu kitabı Eski Türk edebiyatı hocamın tavsiyesi üzerine aldım. Bu eserde Klasik edebiyatımızın bütün devrelerini, şahsiyetlerini, şahsiyetlerin edebi kişiliklerini, eserlerini, eserlerinin önemlerini ve eserlerin üzerine yapılan ilmi çalışmalı bulabilirsiniz. Ayrıca eski edebiyatımıza dair metinler de var. Bu konulara ilgi duyanlara çok önemli bir başvuru kaynağı. Sadece dersler için değil genel kültür dağarcığına da büyük bir katkısı olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla.

Dede Korkut Türk dilinin, örfünün, kültürünün, anlayışının, halk görüşünün bir aynasıdır. Üstad M. Ergin bize bu eserinde Dede Korkut hikayelerini derlemiş. Kitabın son baskısı olmasından dolayı gayet anlaşılır bulduğum bu eseri ilgililere öneriyorum. Türkoloji' ye meraklı herkes bu kitabı özümsemeli ve kendini tanımalı. Sayglarımla...

Tanzimat edebiyatının iki arada bir derede kalmış şahsiyeti A.Midhat Efendi. Bu kitap onun II.Abdülhamid tarafından Stockholm' e, Şarkiyatçılar Kongresi' ne gönderilmesi ve bu sırada 2,5 aylık Avrupa seyahatini bir Batılı araştırmacı gözüyle anlatıyor.A.Midhat' ın Batı ile ilgili fikirleri bu gezisinde tam teşekkül bulmuştur. Bunu bize Avrupa' da Bir Cevelan adlı kitabında sunan A.Midhat' ı incelemeye koyulan Findley, Tanzimat devrinin iki yüzünü en iyi yansıtan şahsiyetin o olduğuna kanaaat getirmiştir. Yeni Türk edebiyatına meraklı arkadaşlara kesinlikle öneriyorum. Saygılarımla.

Selamlar. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Tarih Dergisi' nin Ocak 2008 sayısını büyük bir beğeniyle okudum. Türk benliğini geçmişte taşıyanların yanı sıra günümüzde de bu şuurun varlığını sürdürüyor olması bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Kendini Türk - İslam idealine adamış karakter sahibi büyüklerimizin bizim gibi genç nesle öğretecekleri çok şeyler vardır. İşte bu noktada böyle faydalı eserlere büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Ömrünün büyük bir bölümünü Türklük' e adamış olan İsmail Gaspırarlı Bey' e, Mustafa Çokay' a bu sayıda yer verilmesi de çalışmalarının bu ideal uğruna olduğunu kanıtlamıştır. Yine aynı şekilde kanayan yaramız Kıbrıs mevzusunun ele alındığı araştırma da oldukça ilgi çekiciydi. Yalnız benim üzerinde en fazla durduğum ve okurken büyük bir keyif aldığım Kantemir Han' ın yaşamı oldu. Burada Osmanlı' nın sonsuz şefkatinin karşılaştığı bir ihanetin portresi çizilmiş. Bu da gösteriyor ki Osmanlı' nın yıkılış sürecini aslında Avrupa değil bizzat devlet kendisi hazırlamştır. Sonuç olarak bir çırpıda okuyup büyük bir haz aldığım bir yayın oldu. Hazırlayanlara ve bu eserin bana ulaşmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Saygılarımla!