E-Dergi

Kitabı okurken ya da daha doğru bir ifadeyle yaşarken zaman kavramı ortadan kalkıyor. Bununla birlikte tabidir ki mekan kavramını da bir köşeye konuyor, nesilden nesle akan insanlarla yüzleşiliyor. Aslında eserden çıkarılan en önemli sonuç bence Ursula'nın ta kendisi. Bir göz / akıl var hangi zamanda ya da mekanda bulunursak bulunalım hep üzerimizde ve işte toplumun ortak hafızası. Ve aslında kesin sonuç şu: İnsan her zaman aynıdır ve yalnızdır...

Anadolulu hemşehrilerimiz "Karamanlılar"... Onlar yüzlerce yıl Anadolu topraklarında Müslümanlarla birlikte yaşayan Ortodokslardı. 1924 Türk-Yunan mübadelesinden sonra Anadolu'dan izleri silinmeye çalışıldı ama aradan onlarca yıl geçmesine rağmen bu gerkçekleştirilemedi. Kendileri Anadolu'da değiller belki ama anıları, anıtları, komşulukları, sözleri, ibadethaneleri vb. yaşamakta.
Bu kitap bize Anadolulu Karamanlıları anlatıyor. Türk araştırmacıların üzerinde en az durdukları çalışma alanlarından biri olan bu topluluğu pek çok yönüyle inceliyor. Karamanlıların bıraktıkları bütün eserleri sınıflandıran İbar, onların ne büyük kıymetlere haiz olduklarının altını defalarca çiziyor. Gelecekte bu alana ilgi duyacak araştırmacılara ufuklar çiziyor ve ilhamlar veriyor. Son olarak şunu belirtmekte de fayda var. Karamanlıların etnik kökeni tartışmaları, bazı araştırmacılar tarafından çokça dile getirilmiş ve bu konu zaten sıkıntılı olan Türk-Yunan ilişkilerine zarar vermiştir. İbar ise bu konu hakkındaki gerçekleri bir bir sıralıyor ve okuyucuya bu konuda bir etnik kökeni dayatmıyor. Sadece bu özelliği bile bu eser paha biçilmez kılıyor.

Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü adlı eser Türk Dilbilimindeki büyük bir eksikliği gideriyor. Bu eser sayesinde Batı kaynaklı ve son dönemde faydalanmaya başladığımız dilbilimin kendine has terimlerini öğrenmiş oluyoruz. Zengin bir içeriğe sahip olan eserdeki bazı tanımlamalar da yeri gelince ayrıca bir sözlüğe bakmayı gerektiriyor. Bu yönüyle de bizi araştırmaya sürüklüyor diyebiliriz. Dilbilimciler ve dilciler için vazgeçilmez bu kitabı herkese öneriyorum.

Ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un engin dehasından ve düşünce dünyasından süzülmüş bir eser. Elveda Gülsarı, Komünist Sovyetler'de yaşayan Tanabay'ın Eşkingidişli lakaplı Gülsarı adlı değerli atıyla geçirdiği maceraları anlatır. Tanabay uzun yıllar belki sebebini bilmeyerek derinden bağlı olduğu Sovyet devletinden gördüğü muameleyle irkilir. Bu süreçte onun yaşadıklarına en yakından şahit Gülsarıdır. Sevinci, öfkeyi, ayrılığı, başarıyı, sevgiliye özlemi hep Eşkingidişli ile yaşar. En sonunda da onun gözlerinin önünde ölümüyle kendisinin de ömrünün sonlarına geldiğini hisseder ve kendini sonsuzluğa terk keder.

Ayvazoğlu bu eserde Yahya Kemal'in yaşamını bizlere biyografik roman tarzıyla sunuyor. Döneminin sosyal ve siyasal şartlarını bizlere zaman zaman çok gerçekçi br biçimde anlatan yazar Yahya Kemal' i merkez kabul etmiş. Onun hayata bakışını, edebi duruşunu ve siyasi düşünüşünü de bizlerle paylaşmış. Yahya Kemal gibi bir üstad ancak bu kadar keyifli ve ayrıntılı anlatılabilir diyorum. Ölümünün 50. yılında rahmetle andığımız Yahya Kemal' in bizlere kattıklarını ve bıraktıklarını büyük bir keyifle bu kitapta okudum. Kendisinin bize hediye ettiği Ahmet Hamdi Tanpınar gibi bir şahsiyeti anlamak için de onu çok iyi incelemek gerektiğini düşünüyorum.