E-Dergi

İnsana bu kadar güzel gelen eserler okunmalı.Etrafımda ki çoğu insana okuması için altın tepside sunduğum harika bir eser.

Dostoyevski'nin şimdiye kadar okuduğum hiç bir eserine kötü not veremedim.Yazarda öyle bir etki varkı sizin ruhunuza fikirlerinize dokunmayı çok güzel gerçekleştirebiliyor.Yaşadığınız öğrendiğiniz herşeyle ters düşsede size çok yabancı gelsede size çok güzel ulaşabiliyor.Evet bir çok yazar çok güzel yazabilir ama okurla kendi arasında köprü kurmayı başarabilen yazarlar ne yazarlarsa yazsınlar siz hep bir okuma açlığı içinde olursunuz.Sayın yazarı çok beğenerek okuyorum ve bir altıyüz sayfayı daha bir çırpıda okuyabilirsinzi.

ZOLA natüralizm'in kurucusu kabul edilir.Halide Edip Adıvarın çok beğendiği bir yazar olduğunu öğrendiğimde bende hevesle alarak okumaya başladım eserini.Bir klasık üzerine belkide çok sade yorum yapmak biraz kendini bilmezlik olabilir ama bir okur olarak beğenmedim değil çok beğenmedim.Aslında anlattıkları vermeye çalıştıkları güzel şeyler ama dili olayları anlatışı beni çok etkilemedi.

İlk sayfalardaki Paris mimarisinin açıkcası beni çok sıktığını söylemek istiyorum.Kitaba uzunca bir süre adapte olamadım hatta bırakıp bırakmamak arasında çok bocaladım fakat devam etmeye karar verdim.İyikide devam etmişim okuyun derim.

İlk başladığımda itici geldi kitap.Sayfalarını zar zor çeviriyordum hatta bırakmayı bile düşündüm.Sonra Agra' da hayat gözlerini açmış gölgenin hayatı ilgi çekmeye başladı.Okunursa hoşa gidebilecek farklı bir kitap.Yazarın cümleleri bazen çok hoşuma gitti nasıl yazabiliyorlar diye düşündürdü beni.Bırakmayı düşündüğüm içinde utandım.