E-Dergi

Öncelikle kitabın içindeki zeka dolu ufacık espriler benim için kitabı en güzelleştiren yönleriydi, okurken gülüyordum, ilerleyen cümlelerde hala gülmeye devam ediyordum bazen. Gayet akıcı ve sürükleyici bir roman fakat bana göre böyle bir konu için kısa kalmış. Bir anda tanışıyorlar, bir anda aşk, bir anda ölüm. Her şey o kadar hızlı gidiyor ki ne zaman başladı ne zaman bitti anlamıyorsunuz. Biraz daha uzatılsa daha hoş olabilirdi ve hikayenin içine daha iyi girerdim diye düşündüm. En çok da en sondaki "bu dünyada incinip incinmeyeceğine dair tercih yapma hakkın yok, ancak seni kimin inciteceğini seçebilirsin. Ben kendi tercihlerimden memnunum, umarım o da tercihini sever" kısmını sevdim. Gözlerimin dolmasına yetti kitapta yaşananlara ve genel aşk anlayışına bakınca.
Bence uzun zamandır akıcı bir kitap arıyorsanız ve aşk hikayelerini, dram türünü seviyorsanız okumanıza değer.

Sayfa sayısına rağmen bir haftada bitirdim, ki bu benim için uzun bir süre. Kitap sıkmıyor ama bir türlü de akıp gitmiyor. Sürükleyici değil ama bezdiren bir kitap da değil. Abartılı şekilde beğenilecek bir kitap gibi gelmedi bana.

Yıllar sonra ilk kez bu kadar akıcı ve sürükleyici bir kitap okudum. Daha ilk elli sayfadan sizi o kadar heyecanlandırıyor ki elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Will ile Louisa ne zaman çoktandır farkında oldukları sevgiyi dile getirecekler, Will altı ayın sonunda gerçekleştirmeyi planladığından vazgeçecek mi ve Louisa sevgisiyle onu hayatta tutmayı başarabilecek mi, bunu merak ederek okuyorsunuz. Bir sürü yorumda gördüğüm gibi öyle son yüz sayfasında, hatta son ellisinde bile durmadan ağlattığı olmuyor aslında. Yani ağlayacağım beklentisiyle almayın, zaten bir kitabı alırken beklenti bu olmamalı.
Daha fazla detay vermesem de kitabı okuyup görseniz kesinlikle güzel olur. Emin olun verdiğiniz paraya da harcadığınız zamana da değecek.

Akıcı ve hızla biten bir kitap. Her ne kadar edebi yönünün sağlamlığı hakkında şüphe duyursa da, en azından güzel bir kitap okumuş oluyorsunuz. Ayrıca youtube'da "big issue cat bob" yazınca kitabın kahramanı olan Bob'la sahibi James'i sokak müzisyenliği yaparken görebiliyorsunuz. Hatta boynunda çok sevimli bir atkısıyla beraber :)

Canan Tan'ın kitaplarını "acaba bu sefer farklı bir kurgulama var mı?" diye sırf merakımdan alıp okuyorum.Bu kitabı da öyle oldu. Hayli kalın bir kitap. Sanki Amerika'ya giderseniz nereleri görmeli, nerede ne yemeli, ne içmelisiniz tarzı turist rehberi gibi. Doğal yapı bile öylesine detaylı anlatılmış. Bu içerik 470 sayfalık kitabın neredeyse üçte birini oluşturuyor. Gene kız güzel, erkek yakışıklı ve zeki, gene koca bir holdingin tek varisi... Amerika'ya gidip, bir Amerikalı ile evlenen kahramanın sırf kişilik mücadelesi yüzünden sevdiği ve kendisini de inanılmaz derecede seven insana sırt çevirmesini ise çok abartılı buldum. Uslup akıcı, duygular yürek burkan cinsten ama hikaye bence gerçekçi değil.