E-Dergi

Savunmacı Müslüman tipolojisinin bir örneği olan Fethi Yeken'in bu kitabında komünizm, milliyetçilik, masonluk eleştiriliyor. onun deyimi ile bu ideolojilerin tezleri çürütülüyor. Arap milliyetçiliği de bu eleştirilerden nasibini alıyor. Hasan El-Benna'nın Arapçılık, Arap birliğini olumlayan risaleleri ile çatışmalı bir dil hakim. Aslında bu da İslamcı düşünenin temel çıkmazlarını,konjonktüre göre değişen içeriğini gösteriyor. Aynı zamanda bu eseri, İslam dinini din olarak değil ama bir ideoloji olarak, dini iktidar için araçsallaştıran zihniyetin devamı olarak okumak mümkün.

Hem İslam dünyası hem de Batı'da İslami kimlik oluşturma çabalarının bir sonucu olarak herşeyin İslamileştirildiği bir dünyayı eleştiriyor yazar. Edebiyatın, sinemanın ve hatta modanın İslamileştirilmesinin daha dindar olmaya aracı olup olmadığını düşünmek için okunması gerekir

Maxime Rodinson, kendisini bağımsız Marksist olarak tanımlar. Marksizmin herhangi bir ideolojik formasyonuna dahil olmayı reddeder. Orta Doğu ve İslam ile ilgili çalışmalarında objektif perspektifi ile sürekli karşılaşırsınız. Oryantalist ön yargılara bulaşmadığını hissettirir. İslamiyet ve Kapitalizm kadar İslam'ın Mirası da zevkle okunan kitaplarından.

Modernleşme ile birlikte Arap dünyasında yaşanan dönüşümleri,konunun uzmanı Avrupalı ve Arap düşünürler ele almış. Esposito'dan Peter Berger'e, Al-Masiri'den Gannuşi'ye kadar sekülerizm ve din tartışması için güzel bir derleme.

1967 Arap-İsrail savaşının büyük yenilgiyle sonuçlanması Arap düşünce dünyasında da bir kırılmaya neden oldu. Arap entelektüelleri arasında ciddi bir öz eleştiri tayfası ortaya çıktı. dolayısıyla bazı Arap düşünürler eski düşüncelerini bir tarafa bırakıp, yeni düşünce iklimine dahil oldular Abdulvahab El-Masiri de Marksizm'den İslamcılığa geçiş yapan yazarlardan biridir. Batı modernitesini, sömürgeciliğini eleştirirken, modern Arap tarihine de eleştirel bir yaklaşım geliştirmiştir.