E-Dergi

yaşanmış muhtelif aşk hikayelerinin olduğu çok güzel bir kitap.ne güzelmiş aşkın esiri insanlar.aşkı ruhuyla,gönlüyle,kalbiyle yaşayanlar ne kadar da özelmiş.çok şey düşündürdü bu kitap bana.nereden nereye geldik gibi mesela.aşk ve sır kelimelerinin dostluğuna leke sürünmesi gibi.aşkın gerçeği nedir nasıldır diye varsa merak ettiğiniz bu kitapta izahı da var pratiği de.olgunlaştıran,seviye yükselten duygusal yoğunlaşmadır aşk.arzunun,tutkunun,ihtirasların nefsin oyuncağı olması değildir.kesinlikle okuyun.herkes kendi duygusallığıyla,kalbiyle bir şeyler almalı bence bu kitaptan...

birbirinden hoş hikayelerin olduğu güzel bir kitap.bazı yerler de konuya duygu yoğunluğu kazandırmak için fazlaca benzetmeler yapmış olsa da seçilen konular ve yazılan hikayeler ustaca olmuş.bitirdiğim her hikayeden sonra mazi yolculuğu yaptım zihnim de.her kez hayatta çok farklı trajik olaylarla karşılaşır veya kendini bizatihi olayların merkezinde bulur.fakat çok azı bu olayların manasına nüfuz eder.olaylardan ders çıkarır.yazar sanki yazdığı hikayelerle daha dikkat kesilerek hayatınızı yaşayın çevrenizi izleyin,düşünün demiş...

çok keyif alarak okudum.kesmeden ara vermeden kısa sürede bitirdim.küçük bir ilçenin sakinlerinin insani değerleri öne çıkararak zengin bir sosyal hayatı üretmesini ve bu güzelliklere vesile olan karakterleri çok güzel kurgulamış yazar.karakterler o kadar içten ki hepsinin derdiyle iç geçirdim.bunların dışında yazar hacı ziya karakterini öne çıkararak sosyal hayatta hasıl olan sıkıntıları çözebilmenin böle insani değerleri özümsemiş tiplerin varlığıyla kabil olduğunu göstermiş.gerçekten akıllı geniş gönüllü temyiz kudreti olan sağduyu sahibi insanlar varlıklarıyla bulundukları sosyal çevreye gözlemlenemeyen,ölçülemeyen katkılar sunar.işte bunu çok güzel kurgulamış yazar.söylemesem olmaz romanda ki deli fazlı acayip eğlendirdi beni.çok güldüm delinin maceralarına.güzel bir kitap.kaybettiklerimizi görmemiz adına kesinlikle okunmalı diye düşünüyorum.

kitap 68 olaylarının ülkemiz dışında yani avrupa da benzer bir amaç uğruna istikamet çizmesine karşın ülkemiz de farklı bir amaç etrafında toplanan gençlerin hareketi olarak ortaya konması gerektiğini vurgulamış.bütün gençlik hareketlerine,anarşiye bunların sebep olduğu darbelere muhtıralara hep aynı noktadan bakmış yazar.o da şu asker içindeki iktidar hevesini taşıyan cuntalaşma eğilimleri.ve bu cuntaların amaçlarına vasıl olabilmesi için sunni araçlar ürettiğini,bu araçların yani anarşiye,kargaşaya sebep olan kitlenin durumun farkında olamayışını ifade etmiş.ben sanki merceğin sadece ülke içine çevrildiği ve bunun asker kanadında yoğunlaştığı bir analizi okudum gibi oldum.tabi ki vardır gerçeklik payı ama bu keşmekeş sürecini sadece asker faktörü ile açıklamak doğru gelmedi.küresel aktörlerin payını vurgulamamak biraz eksik bir sebep sonuç ilişkisi olmuş gibi.yine de kavgaya tarafsız kalmamış ve kendini bir cephede bulmuş daha sonra kendi mazisini objektif bir yaklaşımla tenkit etmeye çabalamış bir yazar elinden çıkma kitap olduğu için okumakta fayda var düşüncesindeyim...

koca imparatorluğun temelinin nasıl atıldığını anlatan güzel bir tarihi roman.gönülleri aşkla dolu erenler kılıç kullanmada,at sürmede uzmanlaşmış alpler icap ettiğinde gaza yolunda nefes tüketen dervişler ve daha nice farklı tipler.temel öyle güzel bir buluşma ile yekpare olma ile atılmış ki anadolunun dönemsel sorunlarından kaynaklı karışık siyasi sosyal yapısına rağmen koca çınar kök salmış.tarihimizin en abide eseri osmanlı imparatorluğunun vücuda geliş sürecini kurgu dahi olsa kesinlikle birde böyle okuyun derim...