Her zaman kitaplar okuruz. Bu kitapların altında kimi zaman dipnotlar yazar.
Ama hiçbir zaman gidip de o dipnotta yazan yazı doğru mu diye bakmayız.
Ama ben hep merak etderm. Gerçekten doğru mu diye. Acaba böyle bir dipnot var mı diye.
Tabi akademisyen olmadığım için kalkıp da bakma zahmetinde de hiç bulunmam açıkçası.
Bir de çok sevdiğimiz sevmesek bile çok popüler olan istemesek de gördüğümüz okuduğumuz insanlar vardır.
Bunların yazılarını da okuruz ve acaba doğru mu yazıyor diye bakmakszın inanırız.
O yazmışsa doğrudur deriz bazıları için.. Hepimizin vardır böyle insanlar, akademisyenler..
Çeviri kitabı okuruz. Acaba doğru çevirmiş mi diye hiç aklımıza gelmez.
İşte yazar biz okurken sormadığımız soruları kendine sormuş. Sormakla kalmamış gitmiş araştırmış, araştırmakla da kalmamış bizlerin de faydalanması için yazmış.
O yazmışsa bize de okumak düşer.
Açıkçası böyle bir kitap beklentisi içinde olduğum halde alırken kaygılandım. Nihayetinde akademik bir çalışma. Tarih kitaplarında da akademik çalışmalar biraz zor okunuyor sıkıcı geliyor.
Ancak kitabı alıp okumaya başlayınca bu endişem boşa çıktı.
Anlı şanlı yazarların dev yanlışlarını hatalarını, bilerek yapılan hatalarını, anlı şanlı araştırmacı diye bildiğimiz bir yazarın aslında hayal gücü yüksek bir uydurmacı olduğunu görünce …
Su gibi akıp giden bir kitap…
Yer yer kahkahalarınızı tutamadan okuyaacksınız.
Kitabın sonunda bu kitabın sonu yok demiş yazar.
Devamını merakla bekliyorum.
Böyle bir eseri hazırladığı için Hakan Erdem’e teşekkür ediyorum. Böyle eserlere çok ihtiyaç var.
Bu eserden beni haberdar eden kitayurdu.com’a da ayrıca teşekkürü borç bilirim.