E-Dergi

Birbirinden 25 yıl aralıkla iki farklı kadının aynı günde yaşamış olduklarının anlatıldığı bir eser. Filistin halkının neler yaşadığı, nasıl bir dönüşüm geçirdiği, işgal altında yaşamanın gerçeklerinin ajitasyon yapmadan ama çarpıcı bir şekilde anlatıldığı bir eser.

Latin Amerika edebiyatının en önemli eserlerinden biri. Yazarın sonraki yapıtlarının ayak seslerinin duyulduğu bir eser. Kesinlikle çok kolay bir okuma değil ancak edebiyata doyuran bir eser. Ölüm, yaşam, ihanet, din gibi kavramların sorgulandığı kitap. Ben çok sevdim.

Büyülü gerçekçilik akımının öncülerinden. Yazar yaşamı boyunca üç eser yazmış olsa da bir çok yazara ilham olmuş- Gabı'nun Gabo olmasında etkisi büyük- çeşitli ödüller almış. Bu türü ve Latin Amerika edebiyatını seviyorsanız mutlaka okumalısınız. Biraz zorluyor, kim ölü kim diri zaman zaman anlamak zor olabiliyor ancak edebiyata doyacağınız bir eser.

Gotik kavramını ve adını edebiyatakazandıran ilk eser. Bolca diyaloglardan oluşuyor. Asalet, ihanet, ahlaki değerler, din gibi kavramları sorgulatan bir eser. Dönemine göre farklı bir tür olduğu için epeyce ilgi çekmiş ama şimdilerde çok çok daha iyi örnekleri varken, kitabı bitirdiğinizde ben ne okudum, niye okudum hissi uyandırıyor.

60'lı yıllarda yazılmış Nebula ödülüne layık görülmüş bir Ursula eseri. Bir gezegene gelen kolonicilerce gezegenin yerel halkı ve habitatına verilen zararların anlatıldığı bir eser. Her zamanki gibi dönemin siyasi olaylarına, Vietnam Savaşı'na göndermelerde bulunmuş yazar. Okurken Avatar filmini hatırlamadan edemedim, her ne kadar Ursula Le Guin iki yapıt arasındaki benzerliği reddetse de.