E-Dergi

Bol resimli,akıcı dilli, okuması eğlenceli ve orijinal bilgiler ihtiva eden bir kitap. Piri Reis nasıl olmuş da bugün uydularla elde edebildiğimiz bilgileri, 500 sene evvel çizdiği haritada gösterbilmiş, gerçekten çok ilginç ! Mesela hiç gitmediği Amerika kıtasını nasıl kesin bir doğrulukla çizebilmiş?O girinti ve çıkıntıları gemiyle gezerek yanlışsız çizebilmek imkansız! Son yıllarda Ruslar, Arjantin ile Antarktika'nın birbirine denizin altından sıradağlarla bağlı olduklarını bulmuşlar fakat Reis, bunu haritasında göstermeyi ihmal etmemiş. O sıradağlar ki üstten farkedilmeyecek kadar denizin dibinde. Dünyanın uzaydan bakınca yuvarlak yada geoid gözükmesi aslında bir göz yanılması. Su küre ve atmosferi kaldırınca ortaya 16 genli bir yapı çıkıyor. Bunu da NASA yeni bulmuş. Peki ya Piri Reis nasıl bulmuş? Malesef bütün bu bilgilere hangi yöntemlerle ulaştığını yazmamış ünlü kaptan. Ayrıca kitapta haritacılık ve denizliğe ait çok beğendiğim öğretici maksatla yazılmış şiirleri var. Haritayı merak edenler 10 YTL nin arkasını çevirsin. Okunası bir kitap, tavsiye ederim.

Kitaptaki tüm bilgiler internetten bulunabilir. Ama tümüyle nanoteknolojiye yabancıysanız zaman kazanmak için satın alabilirsiniz. Teknik bilgi arıyorsanız boşuna heveslenmeyin. Yazar biraz futusrist bir yaklaşıma sahip. Aynı tarzı eski robot bilim-kurgu romanlarında görüyorduk. Tamam nanoteknoloji cidden büyük değişimler vadediyor ama Ölümsüzlük, max. konfor, çalışmadan yaşama vs.. gibi şeyler imkansız. Demek ki konular ve malzemeler değişiyor ama insanoğlu hep aynı hayallerin peşinde koşmaya devam ediyor.

Kitap “roman” türünde olup, ilk inananların&düşmanlarının, duygu ve düşünce dünyalarını anlatıyor. Hikayede geçen karakterlerin tasvirleri ve psikolojik tahlilleri benim gibi edebiyattan anlamayan biri için bile dikkat çekici. Yazar sanki ordaymış da, canlı canlı olayları görüp anlatıyormuş gibi bir hava ile yazılmış. Drama ile arası iyi olanlar kitabı beğenebilirler ama benim gibi direkt didaktik eserler peşinde olanları pek açmaz diye düşünüyorum.

Kitapta yazarın önsöz de belirttiği gibi, konunun açıklmasının şekilsel/kompozisyonal zorluğundan dolayı çok tekrar yapılmış. Bol bol alt konu başlıkları var ve bence daha iyi bir konu anlatım düzenlemesiyle başlık sayısı indirgenebilir ve okuyucunun konuyu kafasında tasniflemesi de böylece kolaylaşabilirdi. Buna mukabil içerdiği bilgileri beğendim. Her terimin açıklaması yapıldığından sayfalar dipnotlarlan kaynıyor,Kaynakçası çoook zengin. Nasıl olur da bir insan bu kadar çok kaynağı sentezleyip, ordan burdan şurdan bulduğu cümleleri tespih boncuğu gibi sıraya dizip kitap oluşturmuş aklım almadı. Cidden tebrik ederim. Verilen emek takdire şayan.

İmamların tevhid,iman,kader,sahabe, ve kelam(din felfesi galiba bugünkü karşılığı) hakkındaki görüşleri kaleme alınmış. Özetlemek gerekirse 'iman' konusunda Ebu Hanife'nin isabet ettiremediği bir görüş haricindeki tüm konularda ittifak etmişler. Hanife der ki : İman azalıp çoğalmaz,iman imandır ya vardır ya yoktur. Diğerleri de : “Nasıl olur canım, ayetlerden bariz bir şekilde imanın da ameller gibi azalıp çoğalacağını öğreniyoruz” deyip yetkili ayetleri kanıt göstermişler. Kitapta yazdığına göre zaten Hanife de bu görüşünden sonra vaz geçmiş. İşbu eser itikad(inanç) ile ilgili olduğundan ve çok temel&hayati bilgiler içerdiğinden okunmasını tavsiye ederim. Sıkça yapılan bir hatayı örnek vermek istiyorum; Kabenin hakkı için , peygamberin hakkı için ya da şu evliyanın hakkı için diye dua edilmez çünkü Allah(c.c) ayette kendisine “isimleriyle” dua edilmesini şart koymuş. Zira Rabbimizi kimse birşey yapmaya zorlayamaz, dilediğine dilediğini verir. Yeterki doğru şekilde, meşru şeyler isteyelim.