E-Dergi

Tesla’nın hayatını, büyük dehaların yalnızlığını dönemin köşe taşları ile birlikte okuyorsunuz. Kendisi tam bir mucit, alanında en fazla patente sahip büyük bir bilim adamı ancak gelin görünki birçok buluşu gün yüzüne dahi çıkmamıştır. Bunda ki en büyük etki ise birçok projesini, dönemin rüzgarını ve maddi gücünü arkasına alan Thomas Edison ile hayatı boyunca mücadele etmek zorunda kalmasıdır. Bu mücadelede ise Edison gibi bir bilim adamının zalimlik boyutuna varan uygulamalarına şaşıracak, kızacak ve Tesla’nın zekasının azametini ve yaşadığı her anını iliklerinize kadar hissedeceksiniz.

Mektebi yeni bitirmiş yirmili yaşlarda idealist bir delikanlının kaymakam olarak atandığı ilk görevinde, ağaların çeteleştiği ve memleketin hemen hemen tüm yöresinde istediği gibi at koşturduğu bir düzenin içerisindeki mücadelesi anlatılmaktadır. Okurken yazıldığı dönemin içerisinde bu topraklarda ezen ve ezilenlerin hep varolduğu ile yüzyüze geliyorsunuz. Yazarın çeltik tarlaları hakkında birçok bilgiyi vermeside okuyucunun kendi vatanı hakkında daha fazla kazanım sağlamasına olanak tanıyor.

Vahşi kapitalizmin, zorlu yaşam koşullarının, ayrımcılığın ve zorbalığın sade ve akıcı bir dille anlatıldığı bir kitap ve tüm bunların gölgesinde hayallerle süslenen bir yaşam ve birbirine zıt karakterdeki George ile Lennie’nin arkadaşlıklarının öyküsü..
Bu dostlukta imrenilesi olan ise Lennie’nin her türlü akılsızlığına rağmen ona destek ve gerçek bir dost olan George karakterindeki insanlardır.

Yazarın kitabın başlığında da dediği gibi, müslümanlık ve Ortadoğu medeniyeti yüzyıllar boyu zenginliğin, entellektüelliğin sembolüyken ve Avrupa’dan doğuya refah seviyesini yükseltmek isteyen insanların sürekli göç ettiği bir konumdan nasıl yoksulluğun, sefaletin ve cehaletin simgesi konumuna gelmiştir? Bunda şüphesiz ki batıya tamamen sırtını dönmüş, oradan alınabilecek herhangi bir uygarlık olmadığına inanan ve sonuç olarak modern dünyanın gerekliliklerinden uzaklaşan Osmanlı’nın payı büyüktür.
17.yüzyıl sonrası Avrupa’da yaşanan çarpıcı gelişmeler, hemen akabinde savaş meydanlarında alınan mağlubiyetler sonucunda Osmanlı maalesef gerçekle acı bir şekilde karşı karşıya kalmış, sonraki dönemlerde yapılan reformlar bile medeniyetler beşiğinin Avrupa’nın en az yüz yıl gerisinde kalmasının önüne geçememiştir. İçerik olarak dolu fakat tarih kitabı kıvamında olduğu için bazı bölümler okuyucuya sıkıcı gelmekte ancak tarih severler için güzel bir kaynak niteliğindedir.

Raskolnikov... Acımasız bir katil mi yoksa yaşadığı zamanın ve ortamın mağduru mu? Bir katilin iç dünyasında yaşadığı gel gitleri sizlerde en derinlerde yaşayacaksınız ve onun ikilemlerini sizde hissedeceksiniz. İnsanların dünyanın neresinde ve hangi dönemde yaşamış olursa olsun sefaletin insanı nereden nereye sürükleyebileceğini bu kadar yalın ve güzel anlatan kaç eser bulabilirsiniz ki..