E-Dergi

Öncelikle bu kitabın bana sağladığı en büyük artı, Katık Dergisi ve Ali Mendillioğlu gibi aklıma kazınan bir insan ile tanışmamı sağlamasıdır. Bu kitabı okuduktan sonra Katık dergisindeki bazı yazıları ve şiirleri okudum ve Mendillioğlu'nun katıldığı bazı tv. programlarını izledim internetten. Sadece bunun için bile kitabı alıp okuduğuma memnun oldum. Bunun yanı sıra, kitapta kullanılan dil oldukça profesyonel ve işlediği konu el değmemiş bir konu. Hiç bilinmeyen bir dünyaya- katı atık işçilerinin dünyalarına- sosyolojik bir bakış sunan bu kitabın okunmasını tavsiye ederim.

Kitapta yer alan bilgiler oldukça doyurucu diyebilirim. Ancak kitapta sayılamayacak derecede imla bozuklukları ve cümle düşüklükleri var. Bir ara hataların altını tek tek çizip yayınevine e-posta göndermeyi bile düşündüm ancak vaktim kısıtlı olduğu için yapamadım. Eğer takip ediyorlarsa buradan yazara ve editörlerine bir önerim var: Kitapta görmezden gelinemeyecek derecede cümle hataları var. İnşallah 2. ve 3. baskılarını da görürüz kitabın. Çünkü değerli bilgiler içeren değerli bir kitap. Bu tarz editoryal hatalarla eserin yıpranmasını istemeyiz okuyucular olarak.

Kendisi üniversitedeyken anayasa hukuku hocamdı. Toyluk bu ya değerini bilemedik adamın. Ne yazık ki hocamı yeni yeni keşfediyorum. Meğer ne tutarlı ne değerli bir adammış. Kitap, yazarın çeşitli tarihlerde, çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı yazılardan oluşuyor. Bu sayede demokrat ve özgürlükçü tavrını, her dönemde koruduğunu rahatça gözlemleyebiliyoruz.

Evli bir erkeğe aşık olan bekar bir kadının hikayesiyle başlayıp, bekar bir erkeğe aşık olan evli bir kadının hikayesiyle devam ediyor. Ancak yazarın iki farklı hikayeyi, okuyucuyu ilk kahramanın hikayesinden koparmadan paralel olarak işlemekte başarısız olduğunu görüyoruz. Kitabın ortasına geldiğimizde, ilk hikayenin kahramanını hatırlamakta zorluk çekiyoruz. Anlatımı akıcı olmasına rağmen konu çok da ilginç gelmedi bana. Buna benzer o kadar çok roman okudum ki.. Kitabın yeni çıktığını bilmesem, daha önce okumuş muydum diye bir tereddüde bile kapılabilirdim. Çok satan kitaplar konusunda biraz daha seçici olmaya karar verdim. Biribirilerini ve kendilerini tekrar ediyorlar gibi geliyor artık bir noktadan sonra...

Kitabı, dün gece bitirdim. Oldukça kısa bir sürede okudum. Güzel.. Ancak En İyi Satanlar listesine giren Amerikalı yazarları okurken, her zaman düşündüğüm bir şey var: Sanırım bizim romancılarımız bu Amerikalı yazarlardan çok daha sağlam. Ülkenin sosyo-kültürel yapısı mı, siyasi geçmişi mi, coğrafyası mı bilemem ama bizim Türk romancılarını besleyen bir şeyler var bu topraklarda.. Kitap güzel, sürükleyici ama nasılsa tanıdığınız birilerinin elinde muhakkak görürsünüz bu kitabı ve bir süreliğine istersiniz okumak için. Hakan Günday, İhsan Oktay Anar, Emrah Serbes, Demet Altınyeleklioğlu, Ahmet Ümit gibi değerli romancıların son çıkan kitaplarını satın almak daha mantıklı geliyor bu noktada..Çok satsınlar, rahat yaşasınlar ki bizler de onların muhteşem dünyalarına daha fazla girebilme şansı yakalayalım değil mi efenm :))