E-Dergi

Milli mücadele dönemini daha çok İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa bölgelerindeki gelişmeler çerçevesinde değerlendiren ve o döneme ilişkin bir çok ayrıntıyı sürükleyici bir kurgu, yalın bir dil ve eşsiz Kemal Tahir üslubuyla birleştiren harika bir kitap. Kitap, her ne kadar "Esir Şehir" üçlemesiyle beraber anılsa da bu üçlemeyi okumadan da anlamlı; yani bu kitabı okumak için üçlemeyi okumayı beklemenize gerek yok.

Bir roman olarak bakıldığında birbirinden kopuk hikayeler ve bayağı bir anlatımla örülmüş olduğundan tat vermiyor. Bir tarih kitabı olarak bakıldığında fazla yanlı ve bilimsel olmadığı için anlamsız kalıyor. Kitabın iddiası "tarihi roman"... Tek tek ne tarih ne de roman kavramını dolduramayan bu eser iddiasını ne kadar gerçekleştirebiliyor; bunun yanıtını da okuyucu versin.

Arkadaşlara katılıyorum Bernard Lewis ortadoğu uzmanı olarak bilinir ve bu kitap da önemli bir kaynaktır ama Bernard Lewis'in her söylediğine inanmamak gereklidir.

Descartes'in şu çok meşhur lafı bu kitapta geçiyor. Felsefeyi öğrenmeye meraklılar için temelde eksik gedik kalmaması açısından okunması gerekli olan bir kitap, bunun dışında kalanlara İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası'ndaki "Zagon Üzerine Öttürme" bölümü diyorum. Hem daha eğlenceli hem de aşağı yukarı bu kitapta neler olduğunu da kavrıyorsunuz.

Bu kitabı okuduktan sonra kitaplığımdaki bütün Bertold Brecht kitaplarını bir koliye doldurup kaldırdım. Şimdi onların yerinde tek başına "Godot'u Beklerken" duruyor.