E-Dergi

'Okul' benzetmesi olarak 'çocuk deposu' tanımını kullanması yerinde olmuş, çok beğendim. Tek tip çocuk yetiştiren fabrika gibi, yaratıcılıktan yoksun, robotlaşan bir toplum; kabus gibi...

Sansürsüz tek basımı. Hece'yi bu cesaretinden dolayı kutluyorum.

Çok küçüktüm okuduğumda bu kitabı. Aklıma hep Hz. Musa, Hay Bin Yakzan gelmiştir. Bir merhamet iklimi midir bilemem; küçük bir çocuğu koruyan El olduğunu bilmek, ümit ve korku içerisinde yaşamak hayatı...İnancını yitirmeyen bir annenin sabırla bekleyişi, sabrının karşılığı çocuğunu bulması. Acaba bu kadar basit mi! Bilemiyorum, emanetler var üzerimizde, zamanı geldiğinde alınacak olan. Bu bir hatırlatma olmuş olmasın!

"Doğu Batı Arasında İslam" kitabını okuduğumda ilmi birikimini çok net gözlemlediğim Aliya İzzetbegoviç; bu eserinde de aynı etkiyi yaratıyor ve bu bilgi birikiminin salt kuru bilgiden ibaret olmayıp eylemde vücut bulması ise biz Müslümanları ayrıca heyecanlandırıyor. Müslümanlarda eksikliğin de bu olduğunu düşünüyorum ve haksızlık karşısında susmanın da haksızlık olduğunu vurgulamak istiyorum. Birikimsiz mücadeleden, mücadelesiz birikimden de Allah'a sığınıyorum.

Yazarın "Türkiye'de sözlükler ve sözlükçülük" adlı konferansını dinlemiştim. Orada anlattıkları sözlüğün ne denli önemli olduğu ve üzerine titrenilmesi gerektiğiydi. TDK'nın hazırladığı sözlüğe bakıp bu sözlüğün bilmem kaç bin sayfa olduğuna bakıp aldanmamalı. O eser, 500 sayfasını kes geriye kalan size yeter diyebileceğiniz türden bir çalışma. M. Doğan hocam bunun farkında olması ve yazdığı sözlükte zaman ekleriyle yeni kelime ürettiğini sanan yazarlardan farklı bir tavır takınıp, örnek cümlelerden de ünlü edebiyat yazarlarımızın yazdıkları örneklerle süslemiş olması bu çalışmaya ömürlük bir yatırım katıyor. Şaka değil eski sözlüklerinden TDK'nın çalışmalarından birinde İstiklal Marşı'nın İlk kıtasındaki kelimeleri bile yoktu. Takdirlerinize bırakıyorum karşılaştırmayı bir de siz yapın bana hak vereceksiniz.