E-Dergi

üç ayrı yaşamı anlatan ve üç ayrı hayatın tek ortak noktası olan sufle ♡ güzel anlatımlı bir kitaptı  "bütün bir yaşamı kurtarmak eksik malzemeyle yapılmış yemeğin tadını kurtarmaya benzemiyordu. her eksiğin yerini dolduracak bir yedeği yoktu. nişastayı ne kadar bol tutarsa tutsun o dolgunluğa ulaşamıyordu. birbirinden ayrı duran, kavuşamayan her bir malzemeyi bir araya getirmek için kullanılacak bir yumurta akı yoktu gerçek hayatta. tatlar birbirine karışamıyor, sonunda unutulması zor bir bütünlük oluşturamıyordu. yaşamın baharatı ya eksik kalıyor ya fazla kaçıyordu. bir türlü çimdik ayarını tutturamıyordu evren."

okunması gereken bir klasik, bir çocuğun etrafında yaşanan olayların içerisinden çocuğun hissettiklerini harika bir dille kaleme alan harika yazar

9+1 hikayeden oluşan bir kitap, kitabın tanıtımında şöyle diyor "aşkın bütün halleri... tutkunun aklınızı ele geçirmesi. kötülüğün en güzel biçimi... rezil olmaktan duyduğumuz haz... kırılan umutlarımızın lezzetli kederi... çiğnenen onurumuzun getirdiği kibir. vicdan tutulması, bencilliğin son kertesi, yanılsamanın en derin anı... imkansız olanın çekiciliği... yani gönüllü kölelik... yani insanoğlunun en masum hali... yani bildiğiniz delilik... yani en yalansız aşk öyküleri..." aşk öyküsü sevenler için çok keyifli bir kitap, yazarın kitaplarını ya da yazılarını okuyanlar yazım dilini zaten bilir, su gibi akıp gidiyor kitap ama söz konusu ahmet ümit olunca ben başkomiser nevzat'ı okumayı çok daha fazla sevdiğimden bir kere daha emin oldum ♡ nevzat

ah be çocuk diye ahlanarak okuduğum, kıkırdaya kıkırdaya güldüğüm gece yarılarında toprağı uyandırdığım bir "çocukluktan ergenliğe geçiş hikayesi", bir çocuğun dilinden yazılmış sıcacık kelimelerin cümlelere dönüştüğü "bir günlüğe not edilen büyüme hikayesi" çok güldüm, çok sevdim, doksandokuz sayfalık bir geceyarısı kitabı

bir defasında okumaya başlayıp çok bölündü diye elimden bırakmıştım, sonra yeniden başlayınca da elimden bırakamadım, öyle güzel, öyle başka pencereden bir kitap, kitabı okurken pencerenin kenarına ilişip sıcacık bir şeyler yudumlamak ve başka da hiçbir şey düşünmemek için yazılmış sanki, çok güzel, çok anlamlı, çok çok çok bir kitap işte