E-Dergi

'Umut Parkı' (Mansfield Park), okurlarımızın 'Aşk ve Gurur' ve 'Emma'dan tanıdığı ölümsüz İngiliz yazarı Jane Austen'in en önemli yapıtlarından sayılır. Yazar bu romanda aşk, evlilik, namus, aile kavramları ve diğer toplumsal değerleri derinlemesine inceler. Ama sözü uzatmayan, düşüncelerini daha çok olay ve konuşmalarla aktaran, ince hicivli, akıcı üslubu sayesinde okuru her zamanki gibi, eğitirken eğlendirir.

Kendilerini “devrimci” olarak tanımlayan örgüt üyelerinin bir eylemi sonucu 14 Şubat 1980 Perşembe günü, İstanbul'un birçok semtinde dükkanlar kepenk açmadı.
Yazar, bu eylemi 101 değişik metinde dile getirerek bir yazmak eyleminde bulundu. Yazmak Eylemi, yazının sınırsız olanaklarını sunuyor okuyucuya.

ris Bir Şenliktir (orijinal adı: a moveable feast) Amerikalı yazar Ernest Hemingway tarafından 1920’lerde Paris te geçirdiği yıllarda yazılmış anı yazılarından oluşan kitaptır. Kitap varolmaya çalışan genç bir yazar olarak Hemingway’in ve onun ilk karısı Hadley’in yaşamından anıları anlatır.
Paris bir şenliktir, birçoklarına göre Hemingway in en iyi yazılarının yeraldığı bir kitap olarak değerlendirilir. Kitap onun ölümünden dört yıl sonra, 1964’de dördüncü karısı Mary Hemingway tarafından yayımlanmıştır.
Kitap Hemingway in 1920’lerin Parisinde yaşadığı tecrübeleri, başından geçen hikâyeleri ve onun şahsi gözlemlerini içerir. Kitabında günümüzün modern Paris inde bile kolaylıkla bulabileceğimiz kafelerin, barların, otellerin ve binaların açık adreslerini yazmıştır. Kitabın adı Hemingway in yakın arkadaşı ve Papa Hemingway’in yazarı olan A.E. Hotchner’ın Paris’te Hemingway’i ilk ziyaretinde söylediği;
“Genç bir insan olarak Paris te yaşayacak kadar şansın varsa,geri kalan hayatında nereye gidersen git,Paris senin içinde bir şenlik olarak kalacaktır.”
sözünden gelmektedir.

Balzac'ın oldukça etkileyici ve durağan bir romanıdır. Taşra sıkıntısını ve küçük çıkar ilişkilerini hareketli bir biçimde gözler önüne sermekte bu kitap. Aynı zamanda aşkın yerini zamanla paranın almasını, gençlik hezeyanlarıyla verilen kararların yaş ilerledikçe nasıl da yerini hırs ve konfora yönelik bir tutkuya dönüştüğünü de incelemesi açısından etkileyicidir.

Aşk ve para temel alınarak insanın geçirdiği, geçirebileceği değişimler ve bu değişimleri tetikleyen faktörler çok ustaca anlatılmış. Balzac'ın romanın başını uzun süren betimlemelere ayırması kitaba ilk bakışta biraz durağan ve sıkıcı bir hava verse de roman sonradan çok akıcı ve sürükleyici bir hale geliyor. İnsana bir şeyler katan, güzel bir roman olduğunu düşünüyorum okumanızı tavsiye ediyorum.

Stefan Zweig eşiyle beraber ölmesinden hemen önce tamamlamış Satranç'ı. Satır aralarına, betimlemelerine, kişileştirmelerine görmüş o dönem ki ruh halini. Aslında pek görmemiş, belki biraz süslemiş, önüne bir kaç eşya çekmiş o kadar. Stefan Zweig Satranç metaforunun ardına bunalımını, bir dönemin stratejilerini, baskının beyni üzerindeki oyunlarını gizlemiş. Bunu öyle bir ustalıkla yapmış ki, birbirinden ayrı üç küçük öyküyü, edebi bir zenginlik ve yalın, akıcı bir dille harmanlayıp derdini sunmuş.