E-Dergi

Adını bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok istihbarat örgütlerini,ajanları tanıtan, tarih boyunca oynadıkları oyunları anlatan, özellikle soğuk savaş dönemindeki aktif rollerini anlatan, dünyamızdaki olaylarda çok etkili olduklarını bize gösteren bir kitap. Bir roman okur gibi okudum.Biz olayları öylece kendi kendine oluşur zannederdik. Meğer hiç de öyle değilmiş.Herkesin okumasını tavsiye ederim. Bence tek eksiği, hemen hemen tüm ülkelerin bu gibi örgütlerinden bahsederken bizim kendi ülkemizin örgütüne hiç yer verilmemiş. Saygılarımla.

Kitabın konusu çok güzel ve ilginç. Kitabın baş taraflarını hızlı bir şekilde okudum. Mesleğimin elektronik olması nedeniyle teknik terimleri de anlayabildim. Ama bunu herkesin yapabileceğini sanmıyorum. Bir de çok ama çok sık kısaltmalar yapılmış. Yerli ve yabancı terim ve birimlerin kısaltmaları. bunların konuyu dağıttığına inanıyorum. Karşımıza bir kısaltma çıkıyor cümle içinde. Bu neydi diye geri dönüp o kısaltmayı hatırlamaya çalışıyorum. Gerçi böyle bir konusu olan kitapta da bunların olması gerekiyor ama bu kadar sık olmasa daha iyi olurdu. Dünyanın ne gibi bir sona doğru yürüdüğüne dikkat çeken ve bu sonda nerede olduğumuzu düşündüren bir kitap. Baş taraflarında yapay depremlerden bahsediyor. Oldukça ilginç. Daha sonraları Amerikanın Haarp projesinden ve dünyaya ne gibi zararları olabileceğinden, dünyayı nasıl alt üst edebileceğinden bahsediyor. Son kısımları azıcık sıkıyor ama okunması gereken bir kitap diyorum.

Bu konuyu çok merak ediyordum. İslamiyette saltanatlığın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Dört halife devrinden sonra nasıl ve niçin bu sisteme geçildiğini öğrenmek istiyordum. Ayrıca Muaviye ile Hz.Ali gibi iki büyük insanın niçin zıtlaştığını anlayamıyordum. Böyle İslam büyüklerinin liderlik kavgası yapmalarını ise asla. Kitabı okuyunca bazı soru işaretlerim kayboldu. Ama yeterince değil. Konular fazla ayrıntılı da değil. Basit bir şekilde işlenmiş. Daha geniş bir şekilde malumatlı olsaydı daha iyi olurdu. Saygılarımla.

Çok güzel kir kitap. Yazılar genelde roportajlardan ve toplantılardan derlenmiş olduğu için okurken yazar sanki karşındaymış gibi oluyor. Dolayısıyla bir kitap okur gibi değil dinliyormuşsun gibi. Cümlelerde konuşma cümleleri olduğundan zevkli oluyor. Konu desen harika. Millet olarak birey olarak kendimize güvenimizi kaybettiğimizi veya kaybettirildiği, aşağılık kompleksinde olduğumuzu, batıyı gözümüzde büyüttüğümüzü, yabancı dil hayranlığının başımıza ne gibi felaketleri getireceğini, uyutulduğumuzu, sahte düşmanlarla uğraştığımızı, şanlı tarihimize sahip çıkmadığımızı, birbirimizle çekişip dururken dış Türklerle ilgilenemediğimizi, batı hayranlığının bilime değil pop ve topa olduğu,yabancı dille eğitimin saçmalığını, başka bir dille kafaların çalışamayacağını ve bunların bize sömürülmek için dıştan kasten yaptırıldığı başlıklarında müthiş yazılar. Bu "dış"ın da kimler olduğu konusunda "illuminati" ile benzerlik gösteriyor.
Yazar fikirlerini değişik toplantı ve röportajlarda belirttiği için ve kitapta bunlardan oluştuğu için aynı konuları bir kaç yerde okuyunca biraz sıkıcı geliyor.
Oktay Sinanoğlu'na teşekkürler,selamlar.

Yazar kademe kademe giderek, çeşitli yollardan, bilimsel örnekler vererek okuyucuyu bir merkeze götürüyor. O Merkez ki zaten herşeyi kuşatan Allah'tır. Bu arada evrim gibi safsata hipotezleri çürütüyor. Bazı yerlerde Risale-i Nur'dan yararlanmış. Anlaşılır bir dille yazılmış. Hoşuma giden ve tavsiye edebileceğim bir kitap. Selamlar.