E-Dergi

Oryantal söylemin baskısından uzak, objektif ve hepsi alanının uzmanı akademisyenlerin Osmanlı tarihi üzerine çalışmalarından oluşan bir derleme.

Gilbert Achcar' bu kitabında, İslami fundamentalizmin küresel ve bölgesel etkilerini, ortaya çıkışını, gerileyişini yeniden canlanışını, çeşitli İslami örgütler ve doktrinler üzerinden yorumluyor. El-Kaide'nin Müslüman Kardeşler'in, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin ultra muhafazakar yapılarının ve politikalarının İslam dünyasını nasıl etkilediğini; devletlerin ve devlet-altı örgütlenmelerin çıkarlarının bölgesel ve küresel siyasete yansımalarının, ABD'nin Orta Doğu politikalarının yükselişe geçen İslamcılığın, radikal ve ılımlı unsurlarıyla kesişen ve çatışan noktalarının ne olduğunu somut göstergelerle ortaya koyuyor. ABD'nin hegemon bir güç olarak, 11 Eylülden önce ve sonra dünya siyasetini şekillendirmede dayandığı teorik çerçeveyi açık bir şekilde görmek mümkün. Medeniyetler çatışmasından, tarihin sonu ve son insanına, "demokrasi,eşitlik,özgürlük" kutsal üçlemesinin Ortadoğu'nun yeniden sömürgeleştirilmesinde nasıl rol oynadığından, özgürlük savaşçılarının teröirstlere dönüşünden BOP'a kadar, içinde yaşadığımız coğrafyanın siyasal, dinsel, ekonomik haritası Achcar'ın bu kısa ve özlü eserinde derinlemesine ele alınıyor.

Oryantal literatürün Orta Doğu'ya ilişkin dayanaklarını,temellerini eleştirel bir dille ele alan eser. Kökleri oldukça geriye giden, tırnak içinde kalan kısmıyla "Batı"nın "Doğu" yu ayrıştıran fikrini, oryantalizmi, modern dönemde de aynı şekilde devam ettiren bir damarının olduğu tespiti üzerinden, bugün abide şahsiyetler olarak kabul edilen Orta Doğu uzmanlarının ya da oryantalistlerin araştırma yöntemlerinin tekdüzeliğini, indirgemeciliğini ortaya koyuyor yazar. Hem Avrupa, hem ABD'de İslam ve Orta Doğu çalışmalarının, bu çalışmaların yapıldığı araştırma merkezleri ve üniversitelerin bazılarında ön yargının hala kırılamadığı ve fakat bu ön yargının bir şekilde yeniden yeniden üretilmesinin bugün algılanan anlamda bir Orta Doğu/Doğu/İslam imgesini muhafaza ettiğine dayandırıyor. Bu imgenin bazı Arap ve İslam dünyasının diğer ülkelerinden entelektüeller tarafından da desteklendiğini de ayrıca ortaya koyuyor. Kısaca okunması gerekir..

Arap düşün dünyasının önemli isimlerinin bakış açılarını Arap dünyasında etkili olan temel ideolojik akımlar -liberalizm,İslamcılık, sol- üzerinden ve nesnel koşullara dayandırılarak, ayrıntılı bir anlatımı sunulmuştur. Bunun yanı sıra ilk bölümlerde yazar, Arap dünyasının sömürge deneyimi, ulus devlet inşa süreçlerini, ekonomik,toplumsal ve siyasal gelişmeleri tarihsel bir perspektif içine yerleştirerek sunmaktadır. Küreselleşme ve ABD hegemonyasının Arap dünyasına muhtemel etkilerini bu tarihsel bağlam içinde tanımlamaktadır; Arap devlet sisteminin başarısızlığına ve ideolojik krizine yol açan temel dinamikler son derece akıcı ve güçlü bir şekilde vurgulanmaktadır. İçinde yaşadığımız dönemde Arap dünyasında yaşanan dönüşümün öngörüsünü on yıl önce yazılan bu eserde takip etmek güzel. Yazarına Allah'tan rahmet diliyorum.

Enver Sedat'ın 1971'de iktidara gelmesiyle meydana gelen siyasal ve ekonomik değişimlerin Mısır'ın gündelik yaşamında yarattığı farklılığı ve kötüye gidişi anlatan bir kitap. Aşağıdan tarih, üst yapıda meydana gelen dönüşümlere anlam kazandırır. Roman da bu şekilde günlük yaşamın zorlukları üzerinden Mısır'ın dönüşümünün topluma yansıdığı 80'li yıllara ilişkin önemli veriler sunuyor. Ancak romana baştan sona -belki çeviriden kaynaklanan- kısa ve düz bir dil hakim. Arapça'nın güçlü edebi özelliği belki Türkçe'ye tam yansıtılmamış olabilir.