E-Dergi

amok koşucusu'nda yer alan öykülerin ortak izleği* de intihar. yazar bu öykülerinde kendi duyarlı kişiliğini, kaybetmenin ve dibe doğru hızla gitmenin verdiği umutsuzluğu olağanüstü gözlem gücüyle satırlara aktarıyor.

roy, romanında olağanüstü bir dilsel yaratıcılıkla ve benzersiz bir durulukla güney hindistan'da kök salmış bir ailenin tarihini bir kız çocuğunun gözünden anlatıyor. ama küçük şeylerin tanrısı'nda anlatılan öykü, yerel olmakla kalmıyor, tüm insanlık için temel bir nitelik kazanıyor. küçük şeylerin tanrısı, aşkla ölümün, masumiyetle şiddetin, doğayla köleliğin romanı.

Böylesi bir eser başka bir kültüre ait olsaydı, salt kendi başına, bir yazarın gezegence tanınmasına ve takdire şayan bulunmasına yeter de artardı bile.

Hemen her sayfasında kitabı okumadım adeta izledim; bilhassa murtaza ağa'nın hal ve hareketleri, konuşmaları bizatihi gözümde canlandI.

Sadece lise düzeyinde biyoloji ile evrimi anlamak, kafanızdaki soru işaretlerini bitirmek istiyorsanız mutlaka alın. Her bölümün başındaki mini hikaye ve bu hikayenin üstünden evrim kuramının açıklanması da çok güzel düşünülmüş.

Aldous Huxley'in dehasını son damlasına kadar kurgulayıp, belki de geleceğin bir simülasyonunu sunduğu muhteşem eser.