E-Dergi

Prof.Dr.Enis Ahmed bu eserinde günümüzdeki kadını sosyolojik,psikolojik,siyasi ve kavramsal açıdan incelemiş,kadının İslam'daki yeri ve önemini günümüz hukuyla ve anlayışıyla mukayese etmek suretiyle aslında günümüzde kadına özgürlük adı altında nasıl zulümler yapıldığını,İslam'ın getirmiş olduğu kanun ve kuralların kadını tamamen korumaya yönelik olduğunu,ona ne derece değer verdiğini gözler önüne sermiştir.
Eserde yapılan mukayeseli açıklamalara baktığımızda gerçekten İslam'ın kadınları herşeyden üstün tuttuğunu,eşitlik adı altındaki zırvaların günümüzde kadını istismar etmeye yönelik olduğunu bizlere göstermiştir.

Değerli yazarımız M.Emin ERTAN'ın bu kıymetli çalışmasını öncelikle takdirle karşılıyorum.Anadolu'nun ve İstanbul'un manevi mimarlarından olan Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin hayatını,yaptığı faaliyetleri ve değerli eserlerinin bir kısmını bize burada bahsetmek suretiyle bizlerin onu daha iyi tanımamıza yardımcı olmuştur.
Ben bu eseri okurken tasavvufi alemin ne derece güzellikleri olduğunu bir kere daha müşahade ettim.Bu insanların padişahları bile ayaklarına getirtecek kadar güçlü olmaları acaba hangi güçlerinden kaynaklanıyordu? O dönemde ilme ve ilim adamına gönül insanlarına verilen değer neydi? Tüm bu sorulara bu eserde gayet güzel bir şekilde adı geçen zat-ı muhteremin anlatılmasıyla görmüş oldum.
Yazarımıza böyle bir eserle okuyucusuna böylesine katkılarda bulunmasından dolayı müteşekkirim.

Tatil kitabını 5 e geçen çocuğuma almıştım.Kitabı gelir gelmez bir çırpıda kitabı bitirdi diyebilirim.Bu kadar hoş,renkli,eğlendirici,eğlendirirken bilgi verici kitabı kim bir çırpıda bitirmezki.Kitap gerçekten bu yaştaki çocukların seviyesine uygun,onları eğlendiren,eğlendiriken bilgi veren bir özelliğe sahip ve bu yönüyle gerçekten çok güzel.Ayrıca onlara normal derslerinin yanısıra iş eğitimi adına yemek ve pasta tarifleri gibi bazı ek bilgiler vermek suretiyle beceri sahibi yapmayı da amaçlamış.Kızım bu tariflere bakarak bizlere pasta yapmaya başladı.ilk pastasını yedik kızımızın bu eser sayesinde.
Kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese kendim ve kızım adına sonsuz teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.

İlber Ortaylı hocamı bir hayranı olarak öteden beri yaptığı değerli çalışmaları,tv programları ve yazdığı eserleriyle takip etmekteyim.Özellikle benim de hayranı olduğum ecdadımız Osmanlı ile ilgili çalışmaları ise gerçekten benim gibi osmanlı hayranı ecdad hayranı kişiler tarafından hayranlıkla izlenmekte.İşte bu eserde de saygıdeğer hocamız,bu engin çalışmalarından birini ortaya koymuş.Bu eseri okurken şahsen kendimi o devirlere geri götürüyorum.İnsanı etkileyen ve anlatıldığı döneme kişiyi çeken bir üsluba sahip.Ayrıca en önemlisi Osmanlıyla ilgili bilmediğimiz ne kadar çok şey olduğunu gözler önüne seriyor saygıdeğer hocamız.Tv programlarındaki o hoş üslubunu aynen eserine de yansıtmış,kitabı okurken aynı zamanda sanki onu tv den dinliyormuşçasına bir havaya kapılıyorsunuz.Sanki karşınızda tv de hocamız anlatıyor ve siz dinliyorsunuz.Gerçekten akıcı ve bir o kadar da çekici ve hoş üsluba sahip.
Bu çalışmalarından dolayı değerli hocamıza ne kadar teşekkür etsek azdır diye düşünüyorum.Yaptığı bu engin çalışmalarından dolayı hocamızdan Allah razı olsun diyorum.

Kitap Atatürk'ün ölümüyle ilgili şüpheleri gözler önüne sermek üzere yazılmış bir eser olarak karşımızda duruyor ve ben de bunun için bu eseri satın almıştım. Evet kitabın başlarında bu konuya bir kısımda değinilmiş ancak kitabın tamamına baktığımızda konuyla ilgili olan veya olmayan bir çok gereksiz bilgilerle dolu. Eserin tamamını göz önüne aldığımızda kitabın nerdeyse 1/3 ü ana konuya ayrılmış,geri kalanı başka şeylerden bahsediyor.Oysa bu başlığın atıldığı bir kitabın başından sonuna kadar konuyu esaslı bir şekilde herşeyi gözler önüne serecek bir vaziyette yazılması gerekirdi düşüncesindeyim.Açıkçası kitaptan istediğimi bulamadım diyebilirim.
Ancak,tabii ki kitapta hiç bir şey yok değil.En azından bu şüpheyle ilgili olarak yazar o döneme ait bazı çarpıcı bilgiler ortaya koymuş.Aslında herkesin merakla okuyacağı bir eser.
Ne de olsa "bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum"felsefesiyle hareket eden biri olarak yaptığı bu çalışmadan dolayı yazara bir okur sıfatıyla teşekkürlerimi sunarım.