Toplam yorum: 3.080.923
Bu ayki yorum: 601

E-Dergi

harunaydem Tarafından Yapılan Yorumlar

07.10.2006

24 Ocak 1980'de,"24 Ocak Kararları" diye bilinen ünlü Ekonomik İstikrar Önlemleri Paketi yürürlüğe konur. Başbakan, Süleyman Demirel; DPT ve Başbakanlık Müsteşarı da Turgut Özal'dır. Ülkenin toplumsal, ekonomik, siyasal yaşamına bir bomba gibi iner bu kararlar. Ama acısı sonradan farkedilen bir bıçak yarası gibi... Göreceli de olsa demokratik bir yapıda, seçilmiş bir parlamento ile, iyi kötü ifade özgürlüğünün kullanlabildiği bir ortamda bu kararları yaşama geçirmek son derece güçtür. Bu nedenle olacak, 24 Ocak Kararları'nı 12 Eylül darbesi izler. 24 Ocak kararlarının gerisindeki IMF programı ancak bu sayede, yani "süngü zoruyla" tam bir uygulanabilirlik kazanmıştır. Ancak sırf 24 Ocak Kararları adamakıllı uygulansın diye askeri yönetimi sürgit uzatmak da mümkün değildir. İşte 1982 Anayasası, yani 12 Eylül Anayasası da bu sorunun çözümünü sağlar... İşte bu yazı dizisinin devamı Uğur MUmcu'nun 24 Ocak Anayasası adlı kitabında. Hevesle okuyacağınızı umuyorum...
04.10.2006

Uğur Mumcu, yazdığı bir yazıdan dolayı 12 Mart döneminde (1971) yargılanır ve bir yıl kadar Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kalır. Hapis cezası askeri Yargıtayca bozulur. Yani suçsuz bulunur, aklanır. Ama sistem, hıncını alamaz; askerlik görevini yapmak üzere yedek subay okulunda öğrenci iken, yedeksubaylık hakkı elinden alınır ve "sakıncalı piyade eri" unvanıyla Ağrı'nın Patnos ilçesine "er" olarak gönderilir. Askerlik görevini böyle tamamlar."Sakıncalı Piyade, bu maceranın çarpıcı çelişkiler, komik unsurlarla dolu ve Mumcu'nun güçlü mizah zekası ve kalemiyle süslü öyküsüdür. Mumcu'nun 1977 yılında yayımladığı bu kitabı, bugüne dek 54 baskı yaptı, satış adeti 200 bini aştı
04.10.2006



İnkılap Mektupları

"İhtilal örgütleri niçin kuruldu? İlk ihtilal örgütünü kuranların düşünceleri neydi? Dünyaya ve Türkiye'nin sorunlarına nasıl bakıyorlardı? Nasıl örgütlenmiş ve nasıl başarıya ulaşmışlardı? Bunları bilmeden, sağlam temellere dayalı sağlam bir demokrasi kurmaya olanak yoktur. ... 27 Mayıs, cumhuriyet döneminde yaşanan bir (2'nci Meşrutiyet) gibidir. 27 Mayısçılar da ittihatçılara benzer. İttihatçılar için (yoksul öldüler) derler. Köksal da, eylemiyle (son ittihatçılardan biri)ydi. Onlar gibi yoksul ve yalnız öldü. Son yıllarda devlet yönetiminde, Osman Köksal benzeri görevler üstlenen kaç kişi, son günlerini sıkıntı ve yoksullukla pençeleşerek geçirdi, söyler misiniz?"

Uğur Mumcu

27 Mayıs Devrimi cumhuriyet tarihinin önemli kilometre taşlarından biri. Acı yanları, yanlış yanları var; doğru, güzel, yararlı yanları var. Yandaşları var, oldu; amansız karşıtları var, oldu. İhtilal'in kahramanları arasında bile çok farklı çizgiler, tavırlar, kimlikler gelişti. Hareketi kendi siyasal amaçları için kullanmaya çalışanlar, kullananlar da çıktı; kendi bireysel çıkarları için kullananlar da çıktı. Bunların tamamen dışında, devrimin yapıldığı günkü tavrını çizgisini aynen koruyan, yaşayabilmek için kimseden hiçbir şey beklemeyen, bunun için yaşamlarının son günlerini ciddi sıkıntılar içinde geçirenler... İşte bütün ayrıntılar bu kitapta!

04.10.2006

Siyasal içerikli yazılarıyla bir köşe yazarı olarak bildiğimiz Uğur Mumcu bu kitapta, 1980 öncesinde siyasal yaşamda adı duyulan, belli dönemlere damgasını vurmuş birçok ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü yazarının ustalığı ile anlatıyor. Mumcu'nun, o dönemde Politika ve Çivi gazetelerinde Mehmet Ferda takma adıyla yayınladığı bu yaşam öyküleri, zamanın ünlü Türk büyükleri! için birer kimlik kartı niteliğinde. Genç okuyucular, bu, kerameti kendilerinden menkul ünlü(!)lerin bir kısmını tanımayabilirler. Ama haksızlık etmesinler; böyle ünlülerin günümüzde de birçok örneği yok mu? Kitaptaki adların yerine, bugün tanıdıkları ünlülerin adını yazsalar, çok fazla şey değişmeyeceğini görecekler.
04.10.2006

Uğur Mumcu'nun, bu kitapta okuyacağınız Mehmet Ali Aybar'la söyleşisi iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümdeTürkiye İşçi Partisi (TİP) olgusu anlatılıyor. İkinci bölümde de Marksizm, özgün kaynaklarına inilerek tartışılıyor.

Sosyalizmin yıkıldığı savunuluyor. Mumcu da, Aybar da artık aramızda değil. Böyle bir ortamda bu kitap gençler için çok ilginç olabilir. Eskilerse geçmişi, bugünü ve kendilerini yeniden sorgulamak olanağını bulabilirler