E-Dergi

Evet, Yeryüzünde hiçbir beşer onun kadar sevilmemiş ve sevilmeyecek de. Zira savaşta ona gelen oku görüp başını okun önüne atacak onu seven ashap, asılacağı sırada kendisine ‘Senin yerinde Muhammed’in olmasını ister miydin?’ sualine ‘Değil onun benim yerimde olmasını istemek; bulunduğu yerde ayağına diken dahi batmasını istemem’ diyecek kadar sağlam ve kuvvetli bir iman ve sevgi elbette dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş ve görülemeyecek de… ve sahabe onu sadece canını vererek değil onun her şeyine dikkat edip bütün hayatını onun hayatına uygun bir şekilde yaşayarak da göstermiş. Allahu teala bizlere de böyle kuvvetli bir sevgi ve iman nasip etsin amin.

‘Savaşta Aslan Barışta Ceylan’ olan Osmanlı her alanda örnek bir toplum yetiştirmiş. İslam’ın emrettiği yardımseverliği bizlere örf ve adetler vasıtasıyla miras bırakmış. Bunu 17 Ağustos depreminde en güzel örneği ile gördük halkımız yemedi, giymedi deprem bölgesine gönderdi.
O Hz Peygamber ashabı içinde nasıl en çok sevilmiş ve yeryüzünde hiçbir insan onun kadar sevilmemiş (ve sevilmeyecek de) öyle de Osmanlı da onu şanına layık bir şekilde sevmiş, adına naatlar yazan Nabiler, Bakiler kasideler yazan Fuzuliler ve Mevlitler yazarak günümüze kadar bunu adet olarak devam ettiren Süleyman Çelebiler ve daha nice Peygamber âşıkların yetiştirmiştir.
Sakın terk-i edebden!
Kuy-i mahbub-u Hüdadır bu
Nazar gah-ı İlahidir
Makam-ı Mustafa’dır bu
O sevgi bu dörtlüğü Medine müezzinlerinin ağzından Medine ahalisine dinletmiştir.
Allah’ım bize senin sevgini, habibinin sevgisini, onları sevenlerin sevgisini ve bunlara yaklaştıranların sevgilerini ver, bizi kendine ve habibine sevdir âmin.

Bela ve Musibet Niçin Gelir Nasıl Korunur?
Öyle bir fitneden sakının ki içinizden sadece belli bir zümreye mahsus kalmaz? Allah’ın azabı şiddetlidir.
Evet, kâinatı Cenab-ı Hakk kâinatı güzelliklerle bezemiş ve donatmış ve gül dalında bir diken mesabesinde (bakış açısına göre) bazı çirkin görülebilecek musibet ve belaları da koymuştur. Ta ki izzet ve haysiyetine dokunan bazı azgınlıklara hemen tokat vursun. Bazılarını da ertelemiş biraz mühlet vermiştir. Müminin başına musibet gelse sabreder, malına zarar gelse sabretmek şartıyla o mal sadaka hükmüne geçer.
Musibet ve belalardan ibret almak dua ve niyazıyla...

Bir İnsan olarak Hz. Muhammed
Bir vecizede olduğu gibi Hz Muhammed (SAV) beşerdi fakat beşer gibi değildi belki taşların içinde yakut gibiydi. Peygamberdi fakat insandı. Bizim gibi yer içer, güler, ağlar. İnsanların en mütevazısı, en cömerdi, en ahlaklısı, en geçimlisi, en mahir yönetici, en güzel aile reisi, devlet başkanı, komutan, muallim, mürebbi, kısaca insanların en mükemmeli... Kimseyi kırmaz, incitmez, isteyeni asla boş çevirmez, talep edildiğinde en basit görünen işlerde dahi yardım eder, askerleri içinde bazen bir nefer gibi odun toplar, ateş yakar, evinde hayvanlarını sağar, elbisesini yamar aynı zamanda devlet başkanıdır da kavmine hizmet eder, çünkü kavmin reisi onlara hizmet edendir… O insandır ama rabbine karşı en güzel kul Allah’tan gelen ve koyduğu esaslara ilk ve en mükemmel şekilde riayet eden o. Prens Bismark’ın dediği gibi yeryüzü onun gibi bir beşer görmemiş ve bundan sonra da göremeyecektir. Zira Kur’an’dan sonraki en büyük mucize onun Zatıdır.
Ona benzemek ve onun sünnetini hayatımıza rehber kılmak dua ve niyazıyla…

Kur’an En Büyük Mucize
Kur’an indiği dönemdeki edebiyat ve belağatta dahi Araplara onların en iyi anladığı alanda meydan okumuş ve bir tek kelime ile dahi olsa bu meydan okumaya cevap verilememiş, hatta teşebbüs dahi edilememiştir. Hasımlarına ya bir tek ayet ile de olsa nazire getiriniz ya tabi olunuz, yoksa melunsunuz diyerek susturmuş. Hasımları da nazire getiremeyeceklerin bildikleri için muarazaya teşebbüs edememişler, ya Hz Peygamber’den akla hayale gelmeyecek zahiri mucizeler istemişler veya onu ortadan kaldırmak için çalışmışlar ve on baskı kurmaya çalışmışlar.
“Kulumuza indirdiğimizden bir şüpheniz varsa bir surenin mislini getiriniz, bunu Allah’tan başka ne kadar yardımcı ve şahitleriniz varsa hepsini getirerek yapmaya çalışınız. Yapamazsanız ki asla yapamayacaksınız; öyleyse yakıtı insanlar ve taşlar olan cehhenem ateşinden kendinizi koruyunuz.(Bakara Suresi)”