Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

Fatih ERÇİN Tarafından Yapılan Yorumlar

20.09.2005

Sıddik sıfatı göklerden gelen ve peygamberlerden sonra üzerine güneşin doğup battığı en hayırlı insan.
Hayatının her sahifesi, her adımı, her sözü, bir ibret vesilesi. Onu ve ondaki imanı anlamak yaşamak için gayret etmek, bu uğurda ölmek. Sıddik-ı Ekber Yazar yukarda çok kısa temas edilen konuları Hz. Sıddik'ın hayatıyla tafsil ve izah etmiş akıcı bir üslup ile kitabın bazı yerlerinde insan göz yaşlarına hakim olamıyor. Onları anlamak ve tatbik ettikleri düsturlarını yaşamak dua ve niyazıyla. Ruhuna Fatiha.
19.09.2005

Yazar Kır zincirlerini osmanlının bir mukaddimesi olarak güzel bir girizgah ve gelişme olarak kaleme almış.
ESerde tarihimize ait gizlenen ve başımızı gömdüğümüz batı kumlarından başımızı çıkarmamız gerektiğini tarihimizi yeniden okimamız ve yeniden tarimize kendi kenid tarihimiz yapmamız gerektiğini salık veriyor.
ayrıca eserde padişahlar ve Osmanlının yardımseverliği ile ilgili iktibaslar çok güzel örnkeler olarak Osmanlı gerçeğini gözler önünüe sermiş. mesela 2. Abdülhamid ile Necdet Sezer kıyaslaması çok güzel bir örnek. Tebaasından en basit denilebilecek erlere bile Padişah elini uzatıp teselli etmesi fakat şimdi depremde devletin en tepesindeki kişinin bölgeyi sadece arabasıyla gezmesi ve halka bir geçmiş olsunu bil esirgemesi.
18.09.2005

Yazar tarihimize olan yabancılığımızı, hatta bizim olmaktan çıkmaya başlayan tarihimizle sadece aramızda ırsi bir bağ bulunduğunu ve bu durumun gitgide kasıtlı-planlı bir şekilde bize empoze edilmeye çalışıldığını güzel bir tarzda bizlere ispat eylemiş. Şu da bilinmeli ki bu empoze sadece dış güçler tarafından değil kendi tembelliğimiz ve miskinliğimizle onların ekmeğine yağ sürmekliğimizden kaynaklanmaktadır.
…Ve bunların neticesi olarak yani tarihimizi unutmanın neticesi olarak da diğer Asya, Afrika ve Amerika ülkeleri gibi toprak ve coğrafi zenginlikler açısından değil ama kültürel ve insani olarak sömürgeleştirilmeye başlandık ki: Artık biz, biz değil batı olma yolundayız ve işin daha kötü ve içler acısı ciheti de bunun farkında olmayımışımız!
Üslup olarak İnsanlığın Son Adası ile aynı tarz intihab edilmiş: kısa –fakat bitmesini istemediğiniz–, özlü, okuyucuyu sıkmayacak bir tarzda kaleme alınmış Türkçe yönünden güzel bir lisan ihtiyar edilmiş. Bazı batı menşeli kelimeler tam anlaşılmasa da umumi olarak lisanı güzel –bir kısmı kullanılmasa daha iyi olurdu.–
Muhteva olarak konular edebi bir üslup ile anlatılmış kari’in aklında fazla soru işareti bırakmayacak tarzda kaleme alınmış, gereğinde olayların detayları ve destekleyici konu ile ilgili diyaloglar aktarılmış – Rami Mehmed Paşa’nın Karlofça’da sergilediği diplomasi dehasını aktarması tam yerinde bir iktibas olmuş–.
Eserle ilgili hususi kanaat ve tavsiyelerim:
Eser herkes tarafından dikkatle okunması gerekir diye düşünüyorum (tabi tarihini yanlış öğrenen ve ona sahip çıkmak isteyen herkes).
Ayrıca tarih alanında kendi gerçeklerimizi bize tanıtacak kaliteli tarihçilere ihtiyacımız olduğunu anlamalı, bari tarihimizi batılılardan değil kendi öz kaynaklarımızdan, yabancıların bizden çok araştırdığı ve ecdadımızın bize miras bıraktığı arşivlerimizden araştırıp öğrenmeliyiz.
Anlı-şanlı mazimizle sürekli olarak övünmeyi bir kenara bırakıp araştırmalı ve ne olduğumuzu neler yaptığımızı görmeli ve geleceğe geçmişin ışığı ile bakıp dersler çıkarmalıyız.
15.09.2005

Dua alemlerin direği kainatın kaimiyet sebebi. "Duanız olmasa Allah ne için size kıymet versin" Dua kulun kulluğunun idarkiyle acz ve fakrini hissederek Allah'a yönelmesi. Yazar diğer eserlerinde olduğu gibi kıssalardan hisse çikarmasını ve payımıza ne düştüğünü (değişen -kısmi- çizgisine rağmen) çok güzel bir şeklide ifade ediyor. karie anlamlı mesajlar veriyor. Yazarın eserlerinin devamını -keyfiyetinde artırılması temennisiyle- istiyoruz. Allah razı olsun
15.09.2005

Yazar eserinde ülkemizde münevver geçinenler ve batının gözlükleri ile tarihimize bakanların tarihçilik anlayışıyla, uyuşan zihinlerimizi ve körleşen dimağlarımızı çarpıcı misallerle sarsarak bizi özümüze kendimize dönmeye çağırıyor. Eser akademik bir dille kaleme alınmış. Bazı yerler sathi bilgilerle dahi kolay anlaşılabilecek durumda ama bazı yerler gerçekten ancak bir tarih öğrencisinin dahi zor anlayabileceği kabilden.
Lisan yönünden ise güzel kelimeler (esasında Türkçecin esas malı olan fakat Arapça, Farsça diyerek dışlanan ve yerlerine İngilizce ve batı menşeli kelimeler alınıyor) çok iyi seçilmiş.
Yazara ve emeği geçenlere teşekkürler.