E-Dergi

kitap sayesinde evrende ne kadar önemsiz olduğumuzu bir kez daha görüyoruz! biz dünyayı herşey zannederken, dünya uzayda yeni yapılan bir yola engel olmaması için yok ediliyor! ve olaylar başlıyor.. kitabı yüzünüzde bir gülümseme asılı olarak okuyorsunuz, yer yer bu gülümseme kahkaya da dönüşebilir! hikayeler ve karakterler çok eğlenceli.. ama bence en iyi karakter, marvin, insansı kişiliğe sahip depresif bir robot! süper zeki ama sürekli şikayet eden, hiç birşeyden memnun olmayan, tatminsiz ve üzgün.. insanların bazen ne kadar çekilmez olduğunu bir robottan öğreniyorsunuz:) kitabı okuduktan sonra, filmini görmenizi de tavsiye ederim.

tam bir mehmet eroğlu klasiği, "yarım kalan yürüyüş"ten sonra okudum bu kitabı ve yazarın hayranı oldum! kitapta sürekli sürprizlerle karşılaşıyorsunuz, birçok yerde sesli bir şekilde "ne, hadi ya, aaa!" gibi ünlemler kullanabilirsiniz, yalnızken okuyun derim:) kitapta en başından beri süregelen bir gizem söz konusu, neyseki finaliyle tüm sorular, belirsizlikler açığa çıkıyor da, kitabı bitirince huzura kavuşabiliyorsunuz. akıcı dil, güzel konu ve mehmet eroğlu işte!

bir solukta bitirilen bir kitap:AMAT=GERÇEK! okunduktan sonra üzerinde saatlerce tartışılabilecek felsefi yönden de oldukça gelişmiş bir kitap. gerçekle(EMET) ölüm(MET) arasındaki ayırımın tek bir harf kadar ince olduğunu, ölümsüzlük arzusunu, sonsuzluk arayışını hoş bir anlatımla, türkçenin tüm güzellikleriyle sunmuş bize yazar. her ne kadar kitaba başlarken alışmakta biraz zorlansam da, hem dile, hem karakterlere; kitabın içine girmem çok sürmedi. puslu kıtalar atlasından sonra hayalkırıklığına uğrarım diye korktum, ama aratmadı o kitabı..

'uzak'tan sonra, gene aynı tadı bulabildiğim 2. okuduğum kitabı. yaşamımı, sanki o yaşamışcasına anlatmış. herkesin kendine özgü bir hayatı vardır derler ya, ama oruç aruoba kitabında o kadar güzel çıkarmış ki ortaklıklarımızı, karşılaştıklarımızı, karşılaşamadıklarımızı.
"Yaşamın, beklediğinin gelmemesi - ki, işte:
senin de, gelmeyeceğini bildiğini beklemen olacak"
Sayfalar dolusu yapılabilecek felsefeyi 10 kelimeyle tokat gibi yüzümüze vurabilir ve o 10 kelimeyi belki de 1 saate okursunuz, her okuyuşta yeni bir anlam bularak...

ilk okuduğum oruç aruoba kitabı. tam bir baş ucu kitabı, her gece ele alınıp bir iki cümle okuyup saatlerce düşünürken uykuya dalınası... kelime oyunları bu kadar mı keyifli, bu kadar mı düşündürücü olabilir. bir örnek size;

Özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin

Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen

Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin

Özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen