Toplam yorum: 3.081.886
Bu ayki yorum: 1.566

E-Dergi

Sevgi özcan Tarafından Yapılan Yorumlar

01.10.2002

Siz de farkında mısınız bilmem ama genel bir huzursuzluk var toplumda ve herkes bir arayış içerisinde. Artık mevcut öneriler, düzenler yetmiyor. Sanki biryerde tıkanıp kaldık. Hiç tartışılmaz olarak kabul ettiğimiz bazı şeyler bile saman altından yavaş yavaş sorgulanıyor. Tüm bunların nedenini ve nasıl çözümleneceğini anlatan bir kitap.Hayatta oluşumuzun nedeni, ruhumuzu daha üst seviyelere taşıyarak kaygılardan uzak, toplusal refah içinde yaşamanın koşullarını kitapta bulacaksınız. Ve hiç ara vermeden onuncu kehanet ve kehanetlerin gizemini okumak isteyeceksiniz.
23.09.2002

Kitabın ön sözünü okuduğumda durumu ne kadar da güzel tanımlamış demekten kendimi alamadım. Kitapta yeralanların bir kısmınıkadınların yaşadığı bir kısmı da şahit oluyor olacağı türden. Aslında aynı şeyler birçok tekrarı gibi görünen bir kitap. Ama belkide yazar bunu vurgulamak amacıyla yapmıştır. Kadınlara ait sorunların bireysel olarak değil toplumsal ve sosyal açıdan ele alınması gerekliliğini bir kez daha vurgulayan bir kitap.
03.09.2002

önemli olan iki insanın vadilerinden kafalarını kaldırıp bir dağın zirvesinde buluşmalarıdır. Bunların kim olduğu ve nereden geldiklerinin önemi yoktur diyen joakime hak vermemek elde değil.Aslında hayatı ve hayattaki şeyleri çok fazla küçümsüyoruz. Merak duygumuzu kaybediyoruz zamanla herşey çok olağanmış gibi geliyor. Aslında böyle olmadığını bir de çocuk dilinden öğrenmek isteyenler için okunulası bir kitap. Çocuk kitabı olarak basılsa da yüreğinde minik bir kuş taşıyan herkesin sıkılmadan okuyacağı bir kitap. Bu arada yazarın bu sitede belirtilmeyen pan yayınevinden aynadaki muamma adlı kitabı da okumanızı öneririm.
16.08.2002

simyacı, paulo coelho ile tanıştığım kitap. Başta best sell oluşu ve tavsiyeler üzerine aldığım bu kitapla birlikte paulo coelhonun tutkunu oldum.Kişisel menkıbeizin peşinden gitmemiz gerektiği, eğer bu yolda ilelersek evrenin ruhunun daima bize yardım edeceğini anlatan kitap, kişisel menkıbemizdan saptığımızda evrenin ruhunu küstüreceğimizi vurguluyor. Sevgili Santiago gerçekte bir yerlerde var mısın bimiyorum ama kitabı okurken hep seninle elele olduğumu hissettim. Gerçek olduğunu düşünmek istedim. Böylece belki de kendim de kişisel yolumu bulur ve onda yürüyecek güce sahip olabilirdimAncak sanırım ben evrenin ruhunu çoktan küstürdüm bile. Olsun hergün yenibir başlangıçtır düşüncesiyle vazgeçmemem gerekliliğini de yine senden öğrendim.Her birimiz kendi yaşamlarımızın simyacıları olabiliriz. Ve sanırım bunu başardığımız zaman, mutluluğun yani hazinemizin avcumuzun içinde olduğunu ama bunu farkedebilmek için belki de fersah fersah yol almamız gerekecek. Ve hayatın gerçek ve tek anlamı ve görevi de bu sanırım. Kişisel yoda, kendi doğamıza uygun olarak yürüyerek gerçek kimliğimize ulaşmak. Bunları bana öğreten Santiagonun gerçak olduğuna inanarak Ona sevgilerimi yolluyorum.
02.08.2002

Bu kitabı budizm ilgi duyanlar ya da budizmi merak edenler okuyabileceği gibi hayata bir dalından tutunmaya çalışırken uygun dalı arayanlar da okuyabilir.Buda'nın acıyı yok etmekten kastı onu görmemek ya da onun varlığını kabul etmemek, ona sırtını dönmek değil.Evet benim bir acım var , bu da beni üzüyor, öncelikle bunun kaynağını bulmalı sonrada bı acıyı huzura dönüştürmeliyim şeklinde bir öğretisi var Buda'nın. Acıyı bir öğreti, tecrübe olarak kullanırsak ve olgunlaşma vesilesi olarak görürsek hayata katlanmak biraz daha kolay olabileceği gibi mutlu bile olabiliriz.Onun öğretileri içinde en çok özsüzlük ve süreksizlik prensiplerini beğendim. Okyanusdaki dalgaların hızlı, yüksek, güzel ve çirkin gibi farklı farklı olabileceğini söyleyen Buda, "eğer bu dalga "az sonra kıyıya varınca kaybolacağım kaygısına sahip olursa rahat edemez, Aslında dalga özde sudur kıyıya vurduğunda yine kendi özüne dönecektir, Sonuçta herbirimiz aynı kaynağın eserleriyiz hiçbir şekilde diğerlerinden farklı olduğumuzu düşünmemeliyiz" der