E-Dergi

Amerika toplumunda yaşayan,zengin bir aile de yetişmiş ergenlik çağlarındaki bir gencin(Holden Coulfield), toplumu ,fertleri ,okuduğu özel okulları sorguladığı bir roman .Elinize alınca bırakamıyorsunuz.
Aslında roman,çok kısa süre önce vefat eden yazarı J.D.Salinger'in topluma ve fertlere bakış tarzının romana dökülmüş şekli.Yazarın gazetelerde yayınlanmış hayatını okuduğumuzda Romanın kahramanı Holden Coulfield ile bütünleştiğini görürüz.

Yazar romanlarının çoğunda olduğu gibi ,Biz İnsanlar romanında da Türk toplumu ile ,toplum kültüründen uzak, tamamen batı kültürünün etkisinde kalarak kendini milletin üstünde gören o zamanın sosyetesini ve bu iki kesimin birbirine bakış tarzlarını Necati,Orhan ,Vedia ve Samiye üzerinden anlatmış.Güzel bir roman.Yıllar önce okumuştum ,tekrar okudum.

Baba ve Piç'ten sonra Elif Şafak'ın okuduğum ikinci romanı.Aşk ve sufiliğin 40 kuralı güzel anlatılmış.Bir çırpıda beğenerek okudum.Ama her iki romanı içinde söylemeden geçemiyeceğim birşey var:
Benim şahsi görüşüm kuvvetli bir anlatım yeteneği ve bilgi birikimi olan ve iyi yetişmiş bir yazar olan Elif Şafak,bizim içimizden çıkmış bir yazar gibi değil,dışarıda farklı kültürde yetişmiş ve Türkiye ve Türk kültürü üzerine yazan ,anlatımlarında birazda oryantalist gibi düşünen ,Türkiye'yi ,Türk kültürüne yabancı gözle bakan, hatta Aşk romanının temel konusu Mevlana ve sufilik düşüncesini ,yabancılar nasıl görüp anlamak istiyorsa öyle anlatan YABANCI bir yazar gibi görüyorum.Bunu söylerken ne yazarın ne de eserinin kalitesine bir şey demiyorum.Sadece anlatış şekli bizden değil diyorum.

Bir Çukurovalı olarak , doğup büyüdüğüm bölgenin ancak bu kadar güzel anlatılabileceğine inanıyorum.Göçerliliği ,yörüklüğü ,yerleşik düzeni ve yerleşik düzende yaşayanlarla, göçebe yörüklerin kavgalarını anlatan bir roman.Göçer -Çukurovalı kavgasında dönemin getirdiği çaresizlik içinde her iki kesiminde haklı olduğunu görüyorsunuz.Olaylardan etkileniyor,üzülüyorsunuz.Okurken bitmesini istemediğim bir roman.

Kitap Nilüfer Göle'nin çeşitli yayın kuruluşlarındaki söyleşilerinden oluşuyor.Muhtevasında ,özellikle ,gelenek ve modernleşme ,laik -islam çatışmaları ,müslümanların melezleşmesi ,modernleşmenin tek bir kurala bağlı olmayıp,toplumların kendi gelenekleri üzerine kurulabileceği konuları yoğunluk kazanmaktadır.Kitabı okudukça yeni yeni kavramlar öğreniyor,gerçekten toplumun merkezine bir yolculuk yapıyorsunuz.Kısacık söyleşiler kitabında bir çok yeni kavram öğrendim diyebilirim.Bunun altında yazarın bilimsel gücü yatmaktadır.Sosyoloji sevenler için güzel bir kitap.