SANA GüNAYDIN DEMEK İSTİYORUM!
Körlüğün yeniden tanımlandığı bu kitapta etrafımızdakiler tarafından görülmemek,Tanrı tarafından farkedilmemek insanları beyaz bir karanlığa mahkum ediyor.İnsanlar bu beyaz boşlukta rezilliğe ve sefilliğe doğru bir kaybolşa sürükleniyor.Yazarın çizdiği insanlığın bu topyekün karmaşasında bir kadın_tek bir kadın_açlığın, kokuşmuşluğun ve zamanın tükenmişliğinin gören gözleri oluyor.Ve ne yazık ki yine o kadın yaşayan tek kör oluyor.
Nasıl bir savaşın hazırlıkları daha heyecan verici geliyorsa insana ya da bir tatil günü gideceğiniz bir piknik gezisine hazırlanan yemeklerin kokusu iştahınızı kabartıyorsa;insanlığa abanan körlük mikrobunu taşıyan bulutun gökyzünü kaplaması kitabın en sürükleyici bölümleri.Ama gökyüzün
ü tamamen kaplayan bulutun hızla dağılmasını istemeniz çok vakit almıyor.Belki yarın belki öğleden sonra derken hiç güneş doğmayacakmış, insanlar gözlerini açamayacamış kimse sizi göremeyecekmiş gibi günlerle, sayfalarla uzayıp giden beyazlık fırtınası oldukça yıpratıcı kısmı bu kitabın.Çözüm de hastalığın başlaması gibi bir günde anlayamadığınız bir yerden ve kimsenin sorgulamadığı bir şekilde gelişiyor.Ama siz midenizin bulantısını kolay kolay atlatamıyorsunuz.Gözleriniz güneşe alışamayacakmış gibi hissediyorsunuz.Sahi siz nerede,hangi sayfadan itibaren kör olmaya başladınız bunun farkında bile olmuyorsunuz.Ne zamandan beri görülmemektesiniz?Bu soruları kitabı okuduktan sonra bir daha gözden geçirirseniz hayatla bütün sorununuzun görmek ve görülmek arasında olduğunu anlayacaksınız.
Karakter ilişkilerinde insanoğlunun ilkesiz,rahat yaşamaya yatkın yapısına karşın sosyal yaşantısını nasıl keskin ve kalıpçı kurallara dayandırmak zorunda kaldığını basit kurgularla yansıtıyor yazar.
Etkisinden uzun süre çıkamayacağınız bir kitap.Okuması kolay olduğu kadar sorunsallarını tekrar tekrar düşünmekten uzun süre kurtulamyacağınız doyumsuz bir eser.
Bölgesel ve ulusal kriterlere dayanmadan tüm dünyanın_bilinen ve görülebilen_ ortaklaşa paylaştığı bir felaketin konu alındığı romanda kendinizi küçük bir alana sıkıştırlmış hissetmeden dünyanın herhangi bir yerinden tüm evrende geziniyormuş gibi hissetmeniz mümkün.