E-Dergi

insana deli gibi trabzon'a gitme isteği uyandıran, elde roman bahsedilen tüm mekanları tek tek günlerce gezme hayali kurduran ve nazan bekiroğlu'nun elif şafak ve orhan pamuk'u ikiye katlayıp çapraz şekilde cebine koyacak kadar büyük bir yazar olduğunu gösteren harika kitap.

sonu gerçekten güzel biten,içinde kendinize katabilceğiniz şeyler bulacağınız brezilyalı eski şarkı sözü yazarı paulo coelho'nun romanı.yazar romanı mevlana'nın ünlü mesnevi'sinden yola çıkarak yazmış.romanda ispanya'dan kalkıp mısır piramitlerindeki hazinesini aramaya giden çobanın yaşamı ve bu yolculuktaki felsefi öyküsü anlatıyor.

paulo coelho bizlere yine hayatın anlamını degerini aman da yasamanın ne güzel oldugunu sok gözüme parmagını mantıgıyla anlatmaya kalkmış bu eserinde.yetmemiş deliler arasınada normalin ne oldugunu sorgularken bize iç güdülerimize isteklerimize kulak vermemiz mesajını da alttan alttan vermeyi ihmal etmemiş. tavsiye edebilecek bir kitap.

içinde hayata ve insana dair türlü türlü fikirler barındıran, hatta dikkatli okunduğu takdirde dini inançlara ve dünyaya bakış açınızı bile değiştirebilecek kadar güçlü bir eser. başucu kitaplarımdan biri ve şu ana kadar okuduğum en iyi kitap diyebilirim.

dostoyevski'nin bu harika eserini yirmi yaşımda ilk okuduğumda artık başka biri olduğumu, sırtımda taşıdığım geçmişim kadar beni bekleyen geleceğimin de değiştiğini, bunun beni hem huzursuz hem mutlu ettiğini kederle ve umutla düşündüğümü hatırlıyorum. iyi ve kötü, güzel ve çirkin, siyah ve beyaz, aşk ve nefret...
kitabı okurken bunların hepsi tutkuyla dans ediyorlar içinizde.