Toplam yorum: 3.080.804
Bu ayki yorum: 482

E-Dergi

öğretmenVEneyzen Tarafından Yapılan Yorumlar

22.09.2006

İsmini daha önce duymadığım bir yazar,öyle bir eser yazıyor ki,kimsenin oluşturamayacağı bir kitap meydana getiriyor.Sayısı yazarca malum doküman,bilgi ve belgeler;üzerlerinde taşıdıkları o resmi,soğuk havadan ne güzel sıyrılmış,ne kadar ustaca biraraya getirilmiş.Gerçekten takdire şayan.
Bu eser,vatandaşlarımızın tarih bilincini kazanmasında çok önemli bir rol oynayacaktır.Arasıra böyle müthiş eserlerin ortaya çıkması çok önemli.
22.09.2006

Tüm öğretmenlere tavsiye edebileceğim bir kitap.
İşte kitaptan aldığım bazı notlar:
* Sınıfa girip öğrenciler selamlandıktan sonra “merhaba çocuklar” demek “rahat olun” anlamındadır.
* Öğrenciyle konuşma şekli ve ona hitap tarzı mümkün olduğunca nazik olmalıdır.
* Derse herkesi katmalı,seyrek katılanlar konuştuğunda takdir edilmelidir.
* Sorulan sorulara hemen cvp verme.”Güzel bir soru,tebrik ederim” gibi cümlelerle zaman kazan.
* Konuyla alakalı kitapları sınıfa getir.
* Tablo oluşturarak okuma metodu,dağınık bilgileri bir araya getirmede çok yararlıdır.
* Yarışma tarzı anlatım metodu,özellikle sınavların yoğun olduğu haftalarda kullanılabilir.Sorular önceden hazırlanmalıdır.Sonunda mutlaka hediye olmalıdır.
*Konuların fıkra-kıssalar eşliğinde verilmesi daha etkileyici olmaktadır.
* SINAV soruları:pasaj,karikatür,grafik veya harita verip bunların değerlendirmesini istemek gibi sıra dışı tekniklerle hazırlanabilir.
* YILLIK ÖDEV verirken de şunlar yaptırılabilir:
1.Kitap tahlili(fiziki özellikleri,kritiği ve orijinal cümleleri)
2.Makale derlemesi
3.Ders kitabındaki kavram ve terimlerin sözlük anlamlarının yazılması
4.Ders kitabındaki tarihi şahsiyetlerin hayatları hakkında kısa bilgi
5.Bilgileri görsel hale getirecek çalışmalar

* Başarılı öğrencilere kitap en iyi ödüldür.(Kitaba ödülün sebebiyle ilgili güzel cümleler yaz).Ödül;ders performansı,ahlaki durum,sportif,idealist,çok kitap okuyan kategorilerinde verilebilir.
16.09.2006

Sizlerin müsaadesiyle bu seti “çarpıcı” olarak nitelendirmek istiyorum.Zira uzun bir süre methini duyduğum bu eserlerin fazla abartıldığı kanısına varmıştım.Ama bir vesileyle bu setle tanıştım ve şunu gördüm:Yazarımız insan gerçeğini çok iyi kavramış,psikolojimizi çok iyi tahlil etmiş.Bunu başardığı için de gölgemiz gibi bizi takip eden ama bazı nedenlerle farkında olmadığımız gerçeklerimizi çok iyi yansıtmış.Bu nedenle kitapların tahliline geçmeden önce kendisine tüm samimiyetimle teşekkür etmek istiyorum.
1.Kitap:Şeytan Bu Kitaba Çok Kızacak
Yazar,ilk kitapta çok iddialı bir isim kullanmış;ezeli düşmanımızı kızdırabileceğini öne sürmüş.Bana sorarsanız bunu başarmış;şeytan gerçeğini detaylı ve herkesin anlayabileceği bir şekilde aktarmış ki bu çok önemli.Zira geniş kitlelere ulaşmak istiyorsanız eserinizin dilini oldukça basit tutmanız elzemdir.
İçimizdeki şeytanı bir röportaj havası içinde konuşturan yazar,ayet ve hadisleri yerli yerinde ve sık sık kullanarak içerikten sapmamış.
Kitapta en çok hoşuma giden kısım ise “şeytan’ın sloganları” oldu.Çok iyi tesbit edilmiş bu sloganlar bizim zaaflarımızı açıkça ortaya koyuyor.Bazılarını sizlerle paylaşmadan yapamayacağım:
(Genç yaşta ibadetlerimize devam etmek istediğimiz zaman):
“Daha gençsin,hayatını yaşa emekli olunca tevbe edersin”
(Çevremiz bize kötü bir iş yapmamızı önerdiği zaman):
“Bir kereden ne olur?”
(Kişi buna kanıp ta günah deryasına dalar ve tekrar tevbe etmek ister):
“Bu kadar günahtan sonra biraz zor affedilirsin”

Kitapta eleştirebileceğim tek şey,şeytanla konuşma sahnelerinin pek gerçekçi olmaması idi.Bu da bence usulünden dolayı normal karşılanabilir.
11.09.2006

Aydınlar ve köylüler...İkisi arasındaki farkı çok iyi vurgulayan,çok dokunaklı anlatan bir roman.Çanakkale’de kolunu kaybeden ve İç Anadolu’da bir köye yerleşen bir subayın kaleme aldığı notlardan yola çıkılarak Kurtuluş Savaşı’ndaki Anadolu köylüsü resmedilmiş...
Yazarın sanatına hayran kaldığımı belirtmeliyim...

“...Utanç,bir yara gibi yüze yapışır ve alnımızın ortasından kanımızı emmeye başlar...”
“...Yalnızlık dinmeyen bir sızı gibidir...”
“...Hayat bizi bir deniz üzerindeki arızî pislikleriyle,dalgalarıyla ite ite nasıl bir kuytu sahile atarsa öylece bu ıssız tepenin eteklerine atıp bırakmıştır...”
“...Katı yürekli toprak!Bir gün cesedim bir daha kalkmamak üzere üstüne düştüğü vakit,kim bilir,beni bağrına ne vahşi bir huşunetle bastıracaksın...”
“...Ateşe atılmış bir adamın yüzüne akıtılan bir damla suyun değeri nedir?Bir gece yarısı,bir çölde yolunu şaşırıp kalmış adama,uzaktan görünen bir ışığın değeri nedir?...”
“...Ölüm,belki cismanî hazların en büyüğüdür...”
“...Meğer,bir cadı kazanı gibi kaynayan kafamın biricik ihtiyacı böyle bir dize yaslanmaktan ibaretmiş...”
10.09.2006

Milli Mücadele sırasında Anadolu’nun bir kasabasında olup biten olayları konu edinen roman kısa süre içerisinde okutuyor kendini.İstanbul’dan bu kasabaya tayin olan genç bir muallimenin bağnazlıkla mücadelesi anlatılıyor.Kahramanımız Aliye maalesef kitabın sonunda bu bağnaz düşüncenin kurbanı oluyor ve feci bir şekilde öldürülüyor.
Kitabın dine karşı bir tavır aldığı düşünülebilir.Ancak bana göre kitapta vurgulanan şey,bağnazlığın ve cahilliğin ne kadar acı sonuçlara yol açabileceğidir.
Tavsiye edilir...