Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

serpilağ Tarafından Yapılan Yorumlar

27.06.2017

Kış Masalı, beş perdelik bir tiyatro eseridir. Oyunun konusuna değinecek olursak, Rus İmparatorunun kızı olan Hermione ile Sicilya Kralı Leontes'in mutlu giden bir evliliği vardır. Ama ne zamana kadar! Ta ki Leontes'in kardeşim dediği Bohemya Kralı Polixenes, Sicilya'ya adım atana kadar. Polixenes ve Hermione arasında gelişen yakınlığa Leontes aşırı anlamlar yükleyince olanlar olur. Bundan sonra olaylar felaketler zinciri gibi, birbiri ardınca gelişir ve her şey içinden çıkılamaz karmaşık bir hal alır. Özellikle oyunda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus var ki, o da güven duygusunun önemi. Shakespeare oyun vasıtasıyla, çiftler arasındaki en önemli unsurun güven duygusu olduğunu, aksi yaşanılacak olması gereken bir durumda da, güvensizliğin kıskançlığı tetiklediğine ve akabinde gerçekleşen manevi yıkıma dem vurmuştur." Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez! " diyen, Shakespeare kulak vermenizi ve eserlerini mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
27.06.2017

Thomas Paine " Doğal ilgi alanım bilimdi. Şiire karşı da eğilimim ve yeteneğim vardı; daha çok hayal dünyasına hitap ettiği için bu eğilimlerimi cesaretlenme yerine baskı altına aldım. " der ve sonrasında " Siyasetle ilgili değildim. Hatta jokey kelimesinin anlamından farklı bir şey çağrıştırmıyordu bana. Bu nedenle yönetim konuları ile ilgilenmeye başladığımda, eğitimimi gördüğüm ahlaki ve felsefi ilkelere uygun bir sistem geliştirdim. " diye noktalar cümlesini.

Siyasete karşı soğuk ama ele aldığı konu itibarıyla, ister istemez siyaset yapmak zorunda kalan bir yazar, Thomas Paine. Akıl Çağı, adlı eserinde Matta, Markos, Luka ve Yuhanna isimli kitapların havariler tarafından yazılmadığına; kim olduğu belirsiz şahıslar tarafından yazılmış ve okunabilirliğini arttırmak maksadıyla, İsa'nın önde gelen dört havarisinin isimlerinin kullanıldığına değinmiştir. Ayrıca satırlar arasında ilerledikçe kitaplar arasındaki tutarsızlıklara, örneklerle açıklık getirmiş.
27.05.2017

Biliyorum ki, insanlığın iyiliğini düşünerek yola çıkan bireyler, asla çıktıkları yolda kaybolmazlar. Özellikle de eserlerinde, toplumun kanayan yaralarına değinen yazarlar. Onların tek gayeleri hiçbir menfaat gözetmeksizin, bir nebze dahi olsa, okur nezdinde toplumu bilinçlendirmek. Ben inanıyorum ki kurgu dahi olsa, toplumu ilgilendiren eserlerin okunma tirajı yükseldikçe bilinçli okur sayısı da bu oranda artacak ve daha refah ve daha huzurlu ortamlara kavuşmamız kaçınılmaz olmaktan ziyade, daha yakın olacaktır.
Değerli yazarımız da eserinde naif bir dil kullanarak, hakikatlere dem vurmuş. Eser " Katilin Özrü " nün devamı. Karakterlerimiz aynı ama tamamen farklı bir kurgu üzerinden, tıpkı ilk eserinde yansıttığı gibi, kadına ve çocuğa şiddeti aktarmış okura. İlk eserinde olduğu gibi, sürükleyici bir anlatım göze çarpmakta.
Değerli okurlar, Nurhan Hanımın büyük özveri ve titizlikle hazırlamış olduğu eseri, mutlaka okumanızı tavsiye ederim...

13.05.2017

Tolstoy eserin de tarihi verilere göre, yedi yıl arayla gerçekleşmiş olan, Austerlitz ve Boradino savaşlarına bir yazar olarak tepkisini dile getirmiş. Savaş betimlerinden ziyade göze çarpan, zengin karakter tahlilleri. Eser de mujiklere yer verse de, yoğunluklu olarak işlenen karakterler prens ve prensesler. Tarihi verilerin her zaman doğruyu yansıtmadığını, aksine olması istenildiği gibi aktarıldığına ve savaşların müsebbibi olan, Napolyon'un bazı tarihçilere göre kahraman, bazılarına göre de sonradan görme olduğuna dem vurmuş.Piyer adlı karakterle tanrısal inancı sorgulayarak, insanoğlunun bazı anlarda çatırdayıp, çöktüğü ruhi bunalım sürecini Tanrı'ya olan inancıyla üstesinden gelebileceğine değinmiş.Prens Andrey adlı karakterin dilinden de, yaşamın ve varlığının anlamını, aşkın var olduğunu hissettiğini ama yaşamadığı için anlayamadığına atıfta bulunmuş. Kısaca Tolstoy'un kurguladığı her karakter üzerinden, hakikate değindiği eseri mutlaka okumalısınız...

13.05.2017

Eserde mavi renk, sevginin derinliği ile özdeşleştirilmiş. Bir yanda kalbi, yabancısı olduğu duygularla dolup taşan Miranaz. Diğer tarafta kalbi kırık, karşı cinse karşı inancını kaybetmiş Deniz. İlerleyen satırlarda bu ikilinin yolları bir şekilde kesişiyor. Deniz güven sorunu yaşasın dursun, Miranaz derin sevgisi ve inancıyla Deniz'in yaralarını sarmaya devam etsin! Ne zamana kadar...Ta ki Deniz hem ruhsal, hem de fiziksel olgunluğa kavuşuncaya dek!
Eser de sıklıkla yazarımızın bilinç akışının izlerine rastlayacaksınız. Hal böyle olunca da yazarın gizli kalmış dehlizlerindeki deneyimler, anlatım ve yazım dili eşliğinde gün yüzüne çıkarak okura bir nevi tecrübe kaynağı görevini üstlenmekte. Olay örgüsü üniversite, arkadaşlar ve aile arasında sınırlı kalmış olabilir.
Ama yazarımızı tanımak ve anlamak adına, esere bir şans verin! İnanın ki, okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz ama eğer okursanız yazarımızın kurgu üzerinden okura yansıttığı deneyimlerinden feyz alabilirsiniz...