E-Dergi

Modern anlatımındaki,vatani sevgi,sahiplenme ve karakterlere yansıtılması çok etkileyici.Osmanlı imparatorluğunun,yönetiminde olanları etkisi altına alan dış güçlerin-günümüzde de aynı şekilde,etkisi gözlemlenebiliyor.Atamızın reformları doğrultusunda oluşan modern devletin yegane koruyucusu vasfında olan gençlik,romandaki anlatımda da gözlemlendiği gibi-tam anlamıyla her şeyin hakkını veriyor.Değişim,birleşmeyi-modernleşmeyi-sahiplenmeyi-değer vermeyi içinde barındırdığı zaman kabul edilebilir hale gelir.Aksi taktirde romanda anlatıldığı gibi padişaha bağlığı su götürmeyen bir gerçek olan maliye nazırının yaşadığı ortama yavaş yavaş adapte olması söz konusu bile olamazdı.Ayıca ailesini de etkilemiş olurdu.Hayat akan bir sudur konu başlığındaki anlatımlarda yer alan UMUTların sayesinde gerçekleşen istek,arzu ve hayallerimizin olabileceğini görebiliyoruz.Teşekkürler Ayşe Kulin.

Muhteşem.Dünya literatürü ile bu kadar ilgiliyken bu "yapıtı"nasıl okumadım diye hayıflanıyorum.Beyin aktiviteleri ve özellikle okurken düşünmemizi sağlıyor.Nava-David-JAsper-Tommy karakterleri de bizzat bir döngü içerisindeyken-bizlere bir çok öğretiyor.

Renesmee(Nessie),Bella,Edward,Jacob-günümüz aile bağlarının değişik formattaki bir birliktelik içerisindeler.Olması gerektiği gibi-zorluk ve dış etkenlerin yok ediciliğine oldukça büyük dayanıklılık gösteriyorlar.Nefsin kontrolü ve birlikteliğin gücü muhteşem bir kalkan oluşturmakta.Yazar-Zihnen oluşan konsantrasyonun nasıl olumlu sonuçlar ile neticelenbileceği, konusunda bilgilendirmiş oluyor.

Bu yazar gerilim romanları sevenler için kaçırılmamlı.
Anlatılan cinayet dosyalarının çözüm ve tahmin noktasını yazar büyük ustalıkla sona saklamış olması merakımızın giderek artmasına sebep oldu.Öncelikle Luc'un Beltrein tarafından evlat edinmesi durumu-1,ve sapkın davranışlarının nedeni olan babasıyla dağda atlattığı ölüm-2 olayı çözüm yönünde baş tahminler olurdu.Manon karakteri olayın çözülme aşamasında ön plana çıkarak,roman daha bir hareketleniyor.
Psikolojisi sağlam olanlara bu kitabı tavsiye ediyorum,çünkü ince bir çizgi üstünde olan düşünce ve düş psikolojisi zayıf yada "eyleme" yatkın olanlar için THLİKELİ olabilir.

Romen genci olan Michael "iyi bir pota"olarak gördüğü Fransa'da yaşamak ve doktor olarak çalışmak istemiş ve bunu başardıktann sonra Georgette adında meslektaşı ile güzel bir evlilik yapmış.
Bu evliliğin meyveleri olan Anette ve Jean Françoise ile ne yazık ki 2.dünya savaşı başlangıcına denk gelen eşini kaybedişi ile uzun süre birlikte kalamamış-yahudi olduğu için kampa doktor olarak başkalarına yard.olacağını düşünerek kendi bunalımını atlatmaya çalışmış.Autschwitz konvoyunda o da vardı ve ne yazık ki gönderilenler 1200 kişi olmasına rağmen 29 hayatta kalabildi ve babasını hiç hatırlamayan Jean Françoise için....KİTABIN BAŞI VE SONUN PSİKOLOJİK YAKLAŞIMI AYNI,ANCAK DETAYLARIN OKUNMASI GEREK.....