Toplam yorum: 3.081.820
Bu ayki yorum: 1.500

E-Dergi

Hayri Anıl Gürkan Tarafından Yapılan Yorumlar

11.07.2017

"...Çoğunda birkaç kuşağın ölüm tarihleri kayıtlı: ad, doğum yılı, ölüm günü ve ... ölüm yeri. Bir ad ve iki tarih ve tarihlerin sonuncusu en ince ayrıntısına dek titizlikle yazılmış. Kayıtlar bundan ibaret. İkisi arasında ne olduğu hakkında, yaşanılmış olduğu gerçeğinden başka tek sözcük yok."

Ölüm, mezar taşları, varoluş ve tabii ki yokoluş üzerine dokunuşlar yaptığı bölümden alıntıladığım şu kısacak pasaj dahi kitap ve Berger'in müthiş gözlem yeteneği üzerine güzellemeler yapmamız için kâfi. Şu dünyada kapladığımız alan bu kadar işte. En nihayetinde sahip olabileceğimiz ya da sahip olamayacağımız şey üzerine kondurulmuş iki tarihle birlikte tek bir mermer parçası. Arada kalan anılar, kahkahalar, gözyaşları, aşklar, mutluluklar ve bir zamanlar bize yaşadığımızı hissettiren her şey yerin üstündekiler için sadece bir çift tarihten ibaret.
11.07.2017

Yazarın gözlem ve betimleme yeteneğine hayran kaldığımı söylemeliyim. Baştan sona adeta bir ressam edâsıyla işliyor tuvalini ve kitabın son sayfasını çevirdiğinizde zihninizde muazzam bir resim buluyorsunuz.

Perec her ne kadar kitabın tüketim toplumuna bir eleştiri olmadığını ifade etmiş olsa da bana kalırsa hikâye bir mutluluk arayışı olduğu kadar sahip olduğu veya olamadığı "şeyler"in esiri olmuş insanların da hikâyesi. Sylvie ve Jerome özelinde aslında senin, benim, varoluşunu "şeyler"e bağlamış herkesin hikâyesi.

Ayrıca bunu seven bunları da sevdi:

Mülksüzler - Ursula K. Le Guin
Demet Ş. Dinler - İşçinin Varlık Problemi
11.07.2017

Ne söylenebilir ki! Tek kelimeyle; büyükleyici! Zweig'ın müthiş tasvir yeteneği, insan doğasının ve insanın varoluşsal sancılarının köküne ustalıkla inişi ortaya ölüm-intihar/cinayet- ekseninde dönen birbirinden güzel yedi adet öykü çıkarmış. Kitaba adını veren öykü ilmek ilmek işlenip sonuna kadar merak uyandırıyor. Zweig'ın Satranç'ı ile de yer yer benzerlikler taşıdığını düşündüğüm bu öykünün uzun süre etkisinden çıkabileceğimi sanmıyorum. Leman Gölü Kıyısındaki Olay adlı son öyküde ise karakterin yaşadığı çaresizlik hissini bizzat yaşayıp dokunsalar ağlayacak bir hâlde kitaba nokta koydum.
11.07.2017

Kısa ama etkili, çok vurucu bir iş yapmış Tanıl Bora. Kitap, bilincini ve hafızasını kaybetmeye yüz tutmuş bir ülkenin yakın tarihine yolculuk yaptırıp, devletin kimi zaman doğrudan kimi zamansa dolaylı yoldan şiddeti, nefreti ve tabii ki "linç kültürü"nü nasıl körüklediğini yüzümüze tokat gibi çarpıp, vicdan muhasebesi yaptırıyor. Pek tabii, hâlâ bir vicdana sahipseniz.
11.07.2017

Okur, zamanda yolculuk temasının evrim ve sosyalizm ekseninde işlenmiş olmasıyla alışılmışın oldukça dışında bir gelecek tasviri buluyor karşısında. Öyle ki; sermayedarlar için ütopik bir öykü olarak tanımlanabilecekken, işçi sınıfının gözünde tam anlamıyla distopik bir havası olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sosyal çözümlemeleri bulunan bir bilimkurgu olmasından mütevellit nazarımda bambaşka bir yerde olacağı kesin.